Bir cin tavması ~ Deepweb,2018,illuminati,korku,hikaye,cin,hack,credit,card,uzaylı,aog


İnci Sözlük yazarı ve AOG Üyesi |Tugay Sr.| Bilginin arasında jupitere kadar koşanların arasına hoş geldin.Artık başımdan geçen ibretlik/komik anıları Başıma geldi menüsünden okuyabilirsin.

Bir cin tavması




Geçen aydan bu yana yaşanılan 22 günlük bi musallat olayını bi arkadaşımın ağzından size akataracağım beyler. olay gerçek. kurgu falan değil. şuan yanımda o da. derin derin bakıyo ekrana amk. şuan yazdıklarımı okuduğu halde tepki vermiyo bin. görüyorum yazdıklarını devam et diyo amk. öldürcek beni bu bin. neyse beyler. rezervleri alın. kemerleri bağlayın


şimdi yazıyorum kendim yaşamış gibi yazıyorum ama olayı bizzat kendisi yaşadı. benim yanımda kalıyo 3 gündür. finallerden önce geldi yanıma benim evde kalıyo. gerçek ismini vermemi istemiyo o yüzden murat diyelim biz beyler murat olarak tanıyın bu arkadaşı. olay bu arada bursada yaşandı beyler.


olayı bursada bir öğrenci evinde yaşadım. evin konumu şehrin çok dışında kalmıyordu. insanların bol olduğu bir yerdeydi. ıssız bir yer değildi. evde 3 kişiydik. okula gider gelir arada bira rakı yapardık kendi halimizde takılan tipik üniversiteliydik. tanışalı iki yıl olmuştu bu dostlarla. tabi sonradan işin şekli değişti. kendileri dini yönden pek zengin değillerdi tıpkı ben gibi. yaşama amacımızı kaybetmiş gibiydik. son bir yıldır iyice abarttılar. bazen saçmaladılar evin içinde. hayat kadını getirip birlikte oldular. herşeyi yaptılar. tabii ki bende yaptım. odanın ortasına sıçtığı bile oluyordu ahmetin bazen(ahmet ismi de hayali arkadaşlar). tabi sarhoşken saçmalıyordu böylesine. bizde o binin arkasını topluyorduk. anlayacağınız evi tak zütürüyordu. 3 ünili cenabert yaşayıp gidiyoduk.

bunlar birgün evi temizliğe kalktılar hayırdır lan siz binler takun içinde yaşamayı çok seviyodunuz ne ayak aq sabahın köründe makinayı açmışsınız dedim. kanka kızlar gelecek dediler. ne kızı olm dedim. bunların bölümde hatun boldu ahmetin tipide iyiydi ayartıyodu yani bin. kanka bizde kalacaklarmış bu gece 4 kız geliyo eve parti var dediler. dedim gibeyim partinizi huur çocukları uykumu böldünüz. herşey o geceye kadar çok iyi gidiyodu beyler. bunlar her tarafı pırıl pırıl yaptılar sırayla duşa girdiler saçlar başlar. kokular. tam muallak havasına büründüler. oturduk oturma odasında koltuklara gülüşüyolar acaba gibebilecek miyiz falan gırgır şamata. ben pek o olaylara ısınık bakmıyordum. bi öğrenciyle birlikte olmaya başa bela amk. ahmet ve enese göre ben daha sakin kalıyordum yanlarında. neyse saat akşam 8.30 gibi zil çaldı.ahmet gitti kapıyı açmaya işte gülüşler naber sesleri falan dördüyle sarıldı öpüştü felan geldiler içeriye kalktık enesle hoşgeldiniz felan hepsi ip gibi kanepenin birine dizildiler. güzelde kızlardı lan şimdi. 3 ü at gibiydi biri ortaydı. o ortadan başımız belaya girdi ya zaten amk. ahmetle tanışıyolardı biz yabancı kaldık yanlarında ilk bi saat tanışma konuşma faslı felan filan. alışmaya çalıştılar. sonra alışınca ceketlerini çıkardılar felan. astım hepsinin kini vestiyere. sonra ne yapalım felan dediler. açız felan dediler. dominostan 3 büyük boy pizza söyledik onu yedik. ahmet bini viski almıştı sabahtan. onu getirdi içer misiniz felan. kızlar birer bardak aldılar biz tabi zütürdük ama çakır keyfi olacak kadar. türkler hala anlamadı bu olayı. içki zevk için içilik sarhoş olmak için değil. iyi ki de olmamışım. tabi gece saat 12 yi gördü uykumuz yok napsak felan. dediler film izleyelim dedik ne izleyelim korku filmi. 4 kızın en sağındaki kız pek konuşmuyodu it gibi etrafa bakıyodu şüphelenmiştim o kaltaktan.

ne izleyelim ne izleyelim hadi dediler dabbe cin çarpması izleyek. dedim ergen misiniz olm inanıyo musunuz öyle şeylere ben korkmam ki dedim güldük felan. herkes gülüştü. tek o orta tipli it bakışlı kız çok ciddi bi şekilde korkman gerekir dedi. yutkundum şöyle bi. bakışlarıyla gibiyordu beni amk huursu. ha öyle mi felan dedim bozmadan. neyse açtık beyler izliyoruz. ben ahmet de pek bişey yoktu enes hafiften koluma sarılmaya başladı ses etmedim korkmuştu bin napıyım. kızlar zaten yusuf yusuf. orta tipli kız. dur la buna bi isim verelim. dilan diyelim. bu dilan denen amk evladı da izliyodu. izlerken korkunç sahneler sonrasında benim suratıma bakıyodu. ardından enesle ahmetin. pgibopat mı bu diye düşünmeye başlamıştım devam ederse evden kovacaktım.

film bitti sonunda benle ahmet uyukluyo gibiydik. enesin gözleri korkudan sincap gibi açılmıştı zaten. kızlarda baya etkilenmiş belli ki ahmet en güzeline korktuysan beraber yatalım mı dedi. kız da gülerek oldu canım salak şey deyip hafifçe tokat attı yüzüne. herşey yolunda gibi görünüyodu. pitbull bakışlı dilan evi incelemeye devam ediyordu. dedim dilan sen nasılsın etkilendin mi felan ağzını arıyordum huurnun. yoo gayet iyiyim ben alışkınım dedi. muhabbet ailelerden açıldı napıyolar ne ediyolar. dilana geldi sıra. babamı kaybettim dedi. hayırdır başın sağolsun neden dedik. kalp krizi geçirdi dedi neden dedik kronik bi hastalığı felan mı var dedik. üç harfliler yüzünden dedi. ilk başta şaka yaptığını sandık. gülecek gibi olduk gülemedik hele ben zor tuttum kendimi kızın babası ölmüş. nasıl ya felan dedik. boşverin dedi. onu öldürenlerden hıncımı alacağım dedi. bizde baktık şöyle bi tamam dedik sakin ol falan giblemedik pek malın biri dedik.

ben dayanamadım tabi. nasıl alacaksın dedim anlatsana biraz detaylıca dedim. içlerinden birini öldürdüm bunlar bi kabile dedi. şimdi benim peşimdeler ya onlar ya da ben dedi. biz donduk kaldık amk. kızlar ağzı açık dilana bakıyolar. kızda o kadar ciddi ki. inanasım gelmiyodu kız numara yapıyo olabilir ya da şizofren felan olabilirdi. dedim nasıl öldürdün. içlerinden biri içime girdi. içimde yaşamaya başladı. dedim içimden bi gibtir git ne diyosun sen dedim amk. bunlar enerji dedi. görünmeyen bi enerji alanı üç harfliler dedi. nerende yaşıyodu içinde dedim sırtımda dedi. şöyle bi da yutkundum amk. ee ne oldu sonra dedim. hayatım değişti hiçbişey yapamıyodum dedi. namaz kıldırmıyodu hiçbişey yaptırmıyodu. köyde kalıyodum en son evimizi yaktılar bizde buraya yerleştik dedi. bi hocaya gittim işin ilmini bilen bi hocaya içimdekini öldürdü dedi. dedim hocaya niye musallat olmadılar peki. dedi o kendini korumasını biliyo yaklaşamıyolar onun yanına. adam herşeyi çözmüş. bu işin ilmini biliyo dedi.

yani onlarda sana musallat oldu öyle mi dedim. evet dedi. kendini nasıl koruyosun dedim. hoca muska tarzı şeyler yazdı o şekilde korunuyorum şuan bende o ilmi öğreniyorum dedi. iyice tırsmaya başlamıştım. inanmıyordum ama ürkütüyordu amk. sonra bi an dedim giberim la yalanını içimden. dalgaya almaya başladım bunu demek öyle ha ahahahahah falan güldüm herkes gülmeye başladı. dilan it bakışıyla beni ezmeye devam ediyodu. ben züte giren şemşiye açılmaz misali daşşağa aldım demek üç harfililer içine girdi ve sende onu öldürttün demek ha ahahahahah falan dedim. bu lavaboya gidebilir miyim dedi tam o sırada evet tabi nerede dedi kapıdan çık sağa dön koridorun sonunda solda dedim tamam dedi ve gitti. lavaboya felan gitmemiş amk meğersem.

sonradan öğrendik ne olduğunu. birkaç dakika geçti geldi tekrar. konu değişti başka şeyler konuşmaya başladık gece 3 gibi bunların yataklarını kurduk uyudular bizde üç sap uyumaya gittik odaya. sabah uyandık. kahvaltı yaptık felan bunlar çok teşekkür ettiler felan yolladık hepsiyle sarıldım dilan bininin elini sıktım sadece. bunlar gittiler biz de etrafı toparladık felan oturduk enesle ahmetle başladılar gene gibemedik amk teh felan. benim canım sıkılmaya başlamıştım dilanın o ciddiyeti ve bakışları aklımdan çıkmıyodu. bi de bunaltı gelmeye başladı evin içinde bana. dedim gelin lan çıkalım bugün takılalım dedim. haftasonuydu. tamam dediler. akşama kadar dışarıdaydık. içimde anlatılması imkansız bi his vardı. sanki bişey kalbimi sıkıyordu nefes alamıyordum amk.

eve geldik. tabi içimdeki kötü his devam ediyordu. eve girdiğimizde şok bi manzarayla karşı karşıya kaldık. evin tüm ışıkları açıktı. dedik lan noluyo kim var evde. evde ki kim diye bağırdık ses seda çıkmadı. banyodan su sesi geliyodu. duşa kabinin suyu açıktı şarıl şarıl akıyodu. mutfağa geçtik dolaptaki tüm çanak çömlek yere inmişti. hepsi herşey. oturma odasında yatak odasında sorun yoktu. şok geçiriyoduk evin içinde enes zaten sıçmıştı. çıkalım gidelim evden diyodu sokakta yatalım. dedim lan saçmalama. gittim korka korka banyodaki suyu kapattım ışıkları söndürdüm mutfağa girdik. tekrar yerleştirdik herşeyi. kim yapmış olabilirdi bunu ya da ne yapmış olabilirdi. bu soruları soruyorduk kafamızda.

olayın şokunu halen atlatamadık. herşeyi yerleştirdik. içimdeki o kötü his devam ediyordu. enesle ahmete sordum böyle böyle sabahtan beri içimde inanılmaz bi sıkıntı var sizde de var mıydı uyandığınızda ya da gün içinde yooo yoktu dediler. iyice tırsmaya başladım neden sadece bende amk ? dolapta üç beş bira vardı içtik. dedim anlattım derdimi bana bişey oldu dünden sonra kızlar gittikten sonra beyler napıcaz dedim. geçer dediler sıkma canını amk biri oyun oynuyo bizle heralde dediler. neyse odaya gittik üçümüzde. bi ranza bi de baza var. ben ranzanın altında uyuyorum enes üstümde ahmette baza da uyuyo sağ tarafta. ışığı söndürdük kafayı koyduk yastıklara uyumaya çalışıyoruz. tabi o sırada konuşuyorduk başka şeylerden kafamızı dağıtmaya çalışıyoduk bi süre sonra uyumuşuz. gece 2.30 gibi kapı zili çaldı. ısrarla çalıyo zil. ısrarla. uyandık üçümüzde noluyo amk gecenin bu vaktinde diye. nefes nefeseyiz.

önden ben gittim lambaları yaka yaka üçümüzde kapının dibine dikildik en sonra 3 saniye önce sustu kapı açtık kapıyı. karanlık amk kimse yok. asansör boş. lambalar yanmıyo apartmanda. çıktım dolaştım merdivenleri kimse yok binanın içinde. 3 saniyede kuş olup uçamaz ya biri amk. içeri girdik. tekrar yatak odasına. uyku kaçtı tabi. enes söylenmeye başladı abi yok böyle olmayacak yarın ben bi arkadaşa gidecem dedi. ahmetle ben dur amk nereye gidiyosun yok bişey binin biri bize harbi oyun oynuyo dedik. inanmak istemiyorduk bu şeylere benle ahmet. korkuyordum ama çok değil. ve halen inanmıyordum cine mine. oturma odasından tv sesi gelmeye başladı bi anda. üçümüzde durduk. kitlendik. birbirimizin suratına bakıyoruz. enes dua okumaya başladı lan dedim sus giberim gırtlağını velveleye verme bizi. üçümüzde cenabettik o an imana da gelemezdik. murat diyo ki şuan yanımda o anlatıyo ben yazıyorum. size şaka gibi gelebilir inandırıcı gelmeyebilir ama olaylar aynen böyle başladı allah düşmanıma göstermesin ister inanın ister inanmayın diyo. adam imana gelmiş lan harbiden. enseme vurdu bin. neyse devam ediyorum.

yine kalktık ayağa. benle ahmet pek belli etmesekte enes altına sıçıyordu. benim korkum azalmaya başlamıştı nedense. ama içimde ki sıkıntı git gide artıyordu. oturma odasının lambası açıktı tv de açıktı en sonra kapattığımız kanaldaydı. bi film vardı örümcek adam mıydı neydi amk. kumandayı aldım kapattım fişide çektim. oturduk sabaha kadar konuştuk bu konuyu noluyo lan böyle diye. ben anlattım dilan bininde bişeyler var beyler bakışlarını falan görmediniz mi ahmet evet bakışlarıyla gibecekti bizi dedi. o da farketmiş. olayları konuşmaya başladık işte. ilk geldiler felan. film izlendi yemek yendi. bi detay çarptı sonra beynimizde şimşekler çaktı. dilan tuvalete çıkıyorum diye odadan çıkmıştı onu tam taşşağa aldığımız anda. dedik lan acaba bişey mi yaptı dedik. enes dedi bence bu kaltak büyü yaptı bize dedi. dedim gibtir la inanmıyorum öyle şeylere ben dedim. ahmet de inanmış gibiydi. bi bakalım lan eve ne var ne yok çıkaralım dışarıya bişey koydu bence bu dedi.

tamam lan dedim. bakalım. aramaya oturma odasından başladık. gece burada uyudular gecede bi taklar çevirmiş olabilir diye. halı altlarına. kanepe altarına duvarlara koltukların içlerine aralarına tv nin altına. her yere baktık bakmadığımız yer kalmadı. tuvalete baktı havalandırma deliğine felan hiçbişey yoktu orada da banyoda da öyle. sıra bizim odaya geldi. yataklara kitap aralarına yastık aralarına halı altına her yere baktık. bişey çıkmadı. son bi yer soba deliği vardı plastik bişeyle kaplı orayı çarptı gözüm sanki tam yerine oturmamıştı. bi açtım bi de ne göreyim amk bi muska yanında böyle bantlanmış bi paket aldım çıkardım beyler bakın dedim döndüler elimdekileri görünce şoka girdiler. muskayı bi kenara bıraktım paketi açtım ellerimle. bi kağıt arapça harfler var bişeyler yazıyo. bi de bi parça baksır. ellerim titremeye başladı benim baksırım bu lan dedim nereden buldu olm bu kız nasıl koydu nasıl etti dedim. lan huur çocukları siz mi verdiniz yoksa dedim. ikiside titremeye başladı yok aga biz yapmadık felan. şok geçiriyodum.
Dedim olm bak iyi düşünün ananızı giberim nereden buldu bu kız bu baksırı ? Bağırıyodum yüzlerine. Yemin ederiz bilmiyoruz dediler yusuf yusuftular. Bende tabi düşünsenize baksırınız arapça yazılar olan şekiller olan bi kağıdın arasında paketlenmiş. Herşeyin sebebi buymuş demek ki. Beyler dedim yarın ilk iş dilan huursunu buluyoruz. Yatak açtık üçümüzde yan yana sıkıştık uyumaya çalıştık uyumuşuzda. Sabah oldu direk giyindik çıktık evden koşarak üniye. Ahmete dedim ara şu dilanın arkadaşlarını numarasını bul. Aldık numarayı arıyoruz arıyoruz açan yok eden yok. Bölümünün olduğu fakülteye gittik. Gelmemiş okula. Çantama almıştım büyüleri. Dedim eee ne yapıcaz şimdi ? Bu kızın benimle derdi ne niye durduk yere büyü yapıyo ne alıp veremediği var neci olm bu kız diye bağırıyorum sinir krizi geçirdim kampüste.

Dedim ne yapalım ne edelim enes bi hocaya gidelim dedi cami hocasına mı gidelim dedim o da olur dedi en yakın bi camiye gittik öğle ezanına yakın hoca içerideydi çağırdık anlattım durumu böyleyken böyle hocam elim ayağım titriyo ama bi yandanda aldım büyüyü çantadan çıkardım gösterdim Adam içinden euzu besmele çekti ki nasıl derinden altıma sıçtım iki üç saniye baktı al şunu dedi tutuşturdu elime size bi numara vericem acil onunla görüşün vakit kaybetmeyin dedi aldık numarayı çıktık oradan. dedim arayalım mı arama felan dur dediler bana niye dedim bence dilanı bulmalıyız son çare o numara dediler eve geçtik oradan kızlarıda çağırdık beraber girdik içeri yine mutfaktaki kap kacak yerdeydi herşey darmaduman. Kızlar çığlık attılar koşarak odaya girdiler ardından bizde girdik kapıyı kapattık olayları anlattım. Şu dilanı anlatın bana dedim neci bu huur evladı ?
kızlar anlatmaya başladılar. böyle böyle köyde evleri yanmış buraya taşınmışlar evimde kalıyorum demişti bize. nerde bunun evi biliyo musunuz dedim ? bilmiyoruz biz hiç sormadık. noldu sana böyle sen iyi misin demeye başladıkları anda banyodan şarıl şarıl su sesi gelmeye başladı. bende korku azaldı sinir öfke arttı yeter artık ulan moduna girmiştim. herkes gerildi sustular kızlar biz gidiyoruz yeter artık demeye başladılar. onları kapıdan çıkardık ahmetle enes birbirine sarıldı gitti oturma odasına. bende lambaları aça aça gittim banyoya kapattım suyu. içimde ki sıkıntı en son noktaya ulaşmıştı artık. tam kapattım arkamı döndüm yüreyecem. boynumda bi ürperti hissettim. bişey dokundu sanki. yanımda bişey vardı sanki hissettim bunu. çakılı kaldım resmen. artık inanmaya başlamıştım. kafamı uzatıp enesi çağırdım geldi. dedim lan gusül abdesti nasıl alınıyo. anlattı bin. ilk kelime-i şehadet getirdim sonra banyo yaptım. en son gusül abdesti almaya geldi sıra.

hayatımın en zor anıydı diyebilirim beyler. elim suya gitmiyor zorla zütürüyorum. besmeleyi zorla çekiyorum içimde bişey aldırmamaya çalışıyor. ağzıma suyu zütürüp gargara yaparken ensemde yine aynı şeyi hissettim bi ürperti geldi arkama bakmaya korkuyodum bi yandan da öfkeliydim kafamı çevirdiğimde bişey yoktu. devam ettim almaya. aldıktan sonra kapıyı açıp enes bana bi havlu getir diye bağırdım. ahmetle ikisi geldiler. ellerinde havlu. beti benzi atmıştı ikisininde noldu lan dedim. çık bi birader konuşmamız lazım dedi. kurulandım giyindim. gittim yanlarına hayırdır lan ne bu haliniz birader ?

enes konuşmaya başladı. sen banyodayken biz yatak odasına geçtik yataklara uzandık bu konuları konuşuyoduk ne yapıcaz ne edicez felan. eee dedim noldu olm anlatsanıza. gardıropun kapısı açıldı biz döndük baktık sadece. içinden dilan çıktı. baş örtülüydü. uzundu. üzerinde uzunca bi harry potter yeleği gibi bişey vardı bembeyazdı. çıktı bildiğin gardıroptan. sonra bize beş saniye kadar yüzünü ekşite ekşite baktı. sonra kapıyı açtı odadan çıktı kapıyı da güm diye vurdu. kapı kırılacaktı amk mutlaka duymuşsundur dibinde oldu olay banyodan duyarsın o sesi duymadın mı dediler. hayır dedim. şok geçiriyordum. biz bu evden gidecez yarın dediler. dedim beni bırakacak mısınız huur çocukları hani kardeştik ? ahmet bağırdı giberim kardeşliğini senin yüzünden başımıza gelmeyen kalmadı dedi. ahmet kafayı yiyecekti çok sertti çok korkmuştu herşeyi saydırdı. tamam dedim gibtirin gidin o halde. gardıroptan eşyalarınızıda alın gelin dedim gittik odaya gardıropu açtım içi ful elbise amk kol soksan girmez nasıl çıkmış olabilirdi oradan ? neydi çıkan ? noluyordu bu evde ?

aldılar topladılar eşyalarını. düzelene kadar yokuz dediler. bende eyvallah dedim. gittiler birlikte uyudular oturma odasında bende tv açıp izledim. kapılar çarpıldı sular açıldı yerimden kalkıp giblemedim bile gece boyunca. musallatın 2. gününde gidiyolardı binler. içimde değişik bi his vardı. korku azdı ama her an altıma sıçarbilirmişim gibi. içimde ki sıkıntı hala devam ediyodu katlanarak. düşündüm gece boyunca. dilan neden böyle bişey yapsın ? neden sebebi ne ? saçma sapan bi dalga yüzünden bi dakikada yapıp oraya koyamazdı o büyüyü. daha önceden hazırlamış. eve geleceklerinde eline fırsat geçmişti. baksırımın parçasını nasıl elde etmişti. anlattıklarına göre gardıroptan çıkan şey ne olabilirdi ? yarın onlarla birlikte evden çıkıp hocanın verdiği numarayı arayacaktım.

sabah çıktık direk. hadi görüşürüz felan dikakt et kendine laflarıyla postayı koydular bana binler. giderken enesin yüzünde bi endişe vardı farketmiştim. neyse beyler saat 10 civarıydı. elime aldım numarayı yazdım bi parka oturdum. aradım. 40 lı yaşlarda biri açtı numarayı efendim dedi. bende başladım kusura bakmayın ama böyle böyle bi olay var .. camisi hocasına zütürdüm bana sizin numaranızı verdi yardım edin lütfen çok zordayım dedim. korkma evladım ... mudanya/bursa diye bi adres verdi buraya gel dedi. gittim beyler neyse. bi apartman dairesiydi verdiği adres. çıktım 4. kata. çaldım zili. hoşgeldin dedi. hoşbulduk amca dedim içeri girecektim dur dedi. bekle öylece dedi. sonra yüzüme baktı. gözlerimin içine. napıyo bu amk dedim içinden. ağzından bişeyler mırıldandı gel içeri şimdi dedi. çıkardım ayakkabıları girdim içeriye. içeride bi huzur kokusu vardı sanki amk. loş bi ortamdı. her yerde levhalar. kurandan alıntılar. allahın isimleri felan. oturdu. dizlerinin üstüne otur dedi oturdum önüne anlat şimdi olayı en başından dedi.

herşeyi anlattım nasıl yaşadığımı ne yaptığımı kızların geldiği geceyi dilanın hareketlerinden tutun gardırop olayına kadar herşeyi anlattım. gözlerini kapatmıştı. ellerini yüzüme koyup dinliyodu. anlattıklarım bitti. suskunluk vardı etrafta. dedim hocam ne olacak. sus dedi. sustum. abartmıyorum 5 dakika boyunca sustuk o şekilde kaldık. gözlerini açtı ellerini çekti. büyüy getirdin mi yanında dedi. almıştım yanımda çantamdaydı. getirdim hocam dedim çantadan çıkarıp önüne koydum. baksırı bi kenara ayırdı. kağıtta yazanları okumaya başladı. şekiiller felan vardı. simgeler. onları inceleri. bu senin iç çamaşırın dedi. evet hocam dedim. senden bi parçayı alıp cinleri sana musallat etmiş evladım dedi. neden hocam neden yapsın böyle bişeyi dedim. bilmiyoruz ama öğrenicez bu çok güçlü bi büyü dedi. dedim ne olacak hocam bana. sana kafayı yedirtmeyi amaçlıyo. sana musallat olan bi kabile. çok güçlüler 4 kişiler 3 ü erkek 1 i dişi dedi. ben ağzım açık dinliyorum hocayı. yutkundum şöyle bi. ne yapmam gerekiyo hocam nasıl kurtulacam bundan dedim. dilanı bulup yüzleşmelisiniz sen dilan ve onlar dedi. dilanı bul dedi. sana bi muska yazıcam boynuna as dedi. yarım saat kadar uğraştı muskayla. yaptı. astı boynuma. temizsin değil mi dedi. temizim hocam dedim. herhangi bi ücret var mı dedim güldü. duaların yeter dedi. biraz daha konuştuktan sonra çıktım oradan. dilanı bulmalıydım nasıl bulacaktım o huur çocuğunu ?

enesi aradım. böyle böyle anlattım okulda mısınız dedim evet dedi. dilana baksana bi okulda mı dedim tamam ben seni arıycam dedi. 21 dk sonra aradı. okulda çabuk gel dedi. hemen atladım gittim üniye. aradım nerede şuan dedim. fakülte kantininde oturuyo kendi başına dedi. tamam dedim gittim masada oturuyordu huur çocuğu. gitti oturdum. bana bakmaya başladı o şeytani bakışlarla. nesin lan sen dedim. sonra kahkaha atmaya başladı. millet bize baktı. son sinirliydim. yumruğu vurdum masaya nesin lan sen diye avazım çıktığı kadar bağırdım. millet döndü bizi izliyo. kafayı yemek üzereydim. yine o şeytani bakışlara büründü. onu elifi elimden almadan önce düşünecektin dedi. bi dakika bi dakika elif ? dedim. eski sevgilin dedi. sanane kızım eski sevgilimden dedim tanımıyorum etmiyorum seni o da tanımıyordu seni dedim. hem şuan ayrıldık derdin ne benle lezbiyen misin dedim ? gülümsedi. başını neyin içine soktuğundan haberin yok dedi. elifi sen daha tanımıyosun dedi. şok geçiriyordum ne diyordu bu kız amk ? elif taşınıp gitmişti başka bi memlekete. kafayı yiyecektim. nesin kızım sen dedim. kalk şurdan bi çıkalım dedim kolundan tutup sürükledim önünde dışarı çıktık.

seni öldürürüm kızım üç gündür ben ölü hayatı yaşıyorum ne yaptın bana dedim. seni öyle bişeyin içine soktum ki herşey bana bağlı dedi. eğer ben yenilirsem sende yenileceksin eğer ben yenersem sende kurtulacaksın. ne yaptın dedim ? bana musallat olan kabileyle anlaşmaya çalıştım beni bırakmalarını sağlayıp senin başına devirecektim herşeyi. ama yemediler. üstüne sana da musallat olmuşlar deyip kahkaha attı ruh hastası huur çocuğu. ne demek lan bu şimdi ben yenersem sende yenersin felan ? bu çok güçlü bi ifrit kabilesi hepsi ifrit binlerce yıl yaşamışlar dedi. lan bak sıfatını giberim senin dedim bağırmaya başladım iyice kafayı yiyecektim. elifle ne alakası var tüm bunların dedim ? o baksır parçasını bana veren elifti aylar önce dedi. başımdan aşağı kaynar sular döküldü. neden versin elifin benimle sorunu yoktu ki dedim. sen öyle mi zannediyosun dedi. anlat ulan huur çocuğu dedim kolunu sıkıyorum kızın kıracak gibiydim. elif seni hiç sevmedi. ruh hastasının tekiydi. insanlarla oynardı. bende ona aşıktım. seninle çıkmaya başladığı zaman çok kıskanmıştım dedi. onu seviyordum ama belli etmiyordum dedi arkadaştık o da büyü işlerini bu ilimleri biliyodu seninle oynadı felan dedi. şok geçirmiştim. seni huur lezbiyen dedim. gülümsedi yine. sinir krizi geçirmek üzereydim. dedim nasıl yapacaksın nasıl kurtaracaksın bizi bu işin içinden madem yedin bi tak temizleyeceksin yoksa tüm sülaleni diri diri yakarım dedim. ilk benim yöntemlerimle deniyecez dedi.

benim yöntemlerimle ? dedim senin yöntemlerini gibtirtme pitbull suratlı kurtar bizi bu işin içinden dedim. akşam bizim eve geleceksin yüzleşicez dedi. iyice tırsmaya başlamıştım. içimde ki o sıkıntı hala artıyordu. artık boğulma derecesine gelmiştim kızın o laflarından sonra hızlı hızlı nefes almaya başladım yere yığıldım içten içe bişey beni öldürüyordu. dilan sadece bakıyodu bana ve gülümsüyodu. öldürsem yeriydi ama kurtarmam lazımdı kendimi. boynunda ki ne dedi. muska dedim çıkar onu çabuk dedi. neden çıkarıyım ? sebep ne ? dedim. çıkar yoksa gelmezler yüzleşmeye dedi. içimden ya sabır çekiyorum. evinin adresini alıp ayrıldım üniden eve geçtim. biraz uyumam lazımdı eğer uyuyabilirsem akşama kadar. zor bi gece olacaktı. acaba hiç denemese miydim dilanı tuttuğum gibi hocaya mı zütürseydim diye düşünüyordum. işler sarpa sarabilir diye bu düşünceden vazgeçtim eve geldim anahtarı sokup kapıyı açtım manzara yine aynıydı. mutfak yerdeydi zaten hiç kaldırmamıştık tekrar inecek diye. lambalar açık çeşmeler açık. kapattım tek tek hepsini. muskam boynumdaydı. korkmaya başlamıştım yavaş yavaş. artık görmemezlikten gelemiyordum. oturma odasına geldiğimde tv nin açık ve ters dönmüş olduğunu gördüm.

ellerim titreye titreye tv yi geri çevirirken elim tv masasının altına geldi. bi pürüz hissettim. bu ne acaba diye eğildim bişey göremedim. telefonun flaşını açıp baktığımda gördüklerim karşısında şoka girmiştim. elif yazıyordu. kazınmıştı. bi idam tahtası üzerinde kollar bacaklar vardı. elifin resminden kesilmiş kafayı da oraya yapıştırmışlardı. bi anda attım kendimi yere besmele çekmeye başladım. nefes alış verişlerim hızlandı. o ürpertiyi yine hissettim o an tam arkamdaydı. korkudan altıma sıçıyordum. arkama bakmak istemiyordum sanki ensemde biri nefes alıyormuş gibi. sesli bi şekilde besmele çekmeye başladığım anda vücudum kilitlendi yere yığıldım. kaburgalarımın çatırdadığını hissetmiştim bişey beni öldürmeye çalışıyordu. gözlerim açıktı. ellerim serbestti dışarıdan bişey değildi içeriden bişey beni kemiriyordu sanki acılar içinde yerde kıvranıyodum. bağırmaya başladım. avazım çıkana dek. gözlerim karardı. ayağa kalkmaya çalıştıkça sanki daha da dibe batıyodum. içimden besmele çekmeye devam ediyodum. bi süre sonra ayağa kalkmayı başardım sendeleyerek anahtarı aldığım gibi evden dışarı çıktımıştım. muskama baktım boynumda değildi. o yüzden böyle oldum iyice hissettirmeye başladılar kendilerini. dışarıda mı düşürmüştüm ? boynumda bi ince zincirle bağlıydı.

düşmüş olmalıydı bi yerde. kendimde değildim. ellerim sürekli boğazıma gittiği için bi yerde koparmış farketmemiş olabilirdim. şimdi taku yediğimi hissettim iyice. uykusuzluktan gözlerim kızarmıştı iyice. aileme haber vermek istiyordum ama onları da bu işe karıştırmaktan korkuyordum. okula gitmiyordum dersler aksıyordu hayatım yamulmuştu. çaresizdim gidebileceğim hiç bi yer yoktu dilandan başka. bi cafeye gittim akşama kadar orada bekleyecektim birazda kestiririm diye düşündüm. bi çay aldım içerken kafamı masaya dayamış uyumuşum. bi ara sıçradım. saate baktım 19 sularıydı. 3 saattir tek çayla durmuştum ayıp olmuştu bi pizza söyledim kola felan derken karnımı da doyurdum çıktım. içimde çok kötü bi his vardı kötüye gidecekti herşey biliyodum ama bildiğim halde yapmaya devam ediyordum bişey bunu bana zorla yaptırıyordu.

adresi verdiği eve gittim zili çaldım. kapıyı hemen açtı. it bakışlı dilan gir diye seslendi. evde tek başına yaşıyodu. ailen nerde dedim. yoklar dedi. nerede dedim bi bakış attı ki beyler altıma sıçacaktım. cevap vermedi. evi karanlıktı. bi kaç tane lamba yanıyodu. takip ediyordum. odasına geçtik. ufak gece lambası gibi bişey yanıyodu. kapıyı kilitledi. muskan yok demi dedi. hayır dedim. halıyı kaldırdı. mumlar vardı yatağının üzerinde şunları yuvarlaklar şeklinde üç köşeye diz bi üçgen yap o üçgenin içinden tekrar bi üçgen yap. pentagram çizdirdi mumlardan hepsini yak dedi bana. yaktım hepsini ışıkları söndürdü. hazır mısın dedi. altıma sıçıyordum. hazırım dedim. gözlerini kapat ve sakın konuşma dedi. bi kitap çıkardı. kalın eski bi kitap. arasından bi bıçak çıkardı. bi pentagramın ortasına bi tas koydu. elini hafif bi çizikle kesip kanını akıttı. bıçağıda yanına koydu tekrar. içimden dualar okumaya başladım. bana döndü. dua okuma sakın diye bağırdı. nereden anlamıştı amk ? ödüm kopuyordu zaten her an altıma akıtabilirdim. kitabı açtı bişeyler mırıldandı seslice. arapça bişeyler. gözlerim kapalıydı benim sadece nefes almaya çalışıyordum. boğuluyo musun dedi evet dedim. buradalar dedi. altıma sıçtım aç gözlerini dedi. açtım. yanıma baktım sağıma soluma bişey göremedim göremezsin dedi.

hissediyo musun varlıklarını dedi. evet dedim. kaç taneler dedi. herzamanki gibi birini ensemde hissediyordum. bi tane ürperti sırtımda vardı. iki dedim. hayır hepsi burada. içindekiler biri dişi biri erkek. diğer iki erkekte iki yanında duruyo dedi. altıma sıçtım sıçacam. ne yapmam gerekiyo dedim. içindekilerle konuşacam sende dinleyeceksin dedi. beyler. kız hz süleymanın sözleşmesinden doğan yetkiyle sana sesleniyorum çık yukarı demeye başladı. içimden bişeyler kıvrılmaya başladı. acı içinde kıvranmaya başladım. sonra bişeyin bilincimi ele geçirdiğini hissettim. bende görüyordum duyuyordum ama vücudumun hakimeyeti benden çıkmıştı. dişi olan geldi dedi bana cevap veremedim. çünkü yapamıyordum vücudum ele geçirilmişti. dilana gerizekalı sen ne yaptığını zannediyosun babanı öldürdük sıra annende sana da gelecek sıra bizden kurtulamazsın dedim dilana. ben demiyorum istemsiz bi şekilde bişey diyordu. dilanda kim kimden kurtulamayacak acaba. hepinizi geberticem. sizi geberticem dedi. sonra dili değiştirdiler. ne konuştuklarını bilmiyordum ibranice konuşuyorlardı. artık ölmek istiyordum. beş dakika kadar konuştular. sonra tekrar kıvrandığımı hissettim. yere yapıştım. etimi kesiyolardı sanki. acıdan gözlerimden yaş aktı. yavaş yavaş kendime gelirken dilanın mumları söndürdüğünü lambaları yaktığını gördüm.

kendime geldiğimde dilana sen beni neyin içinde soktun diye bağırmaya başladım. ayağa kalkıp boyuna sarıldım kızın. tutup yere fırlattım altıma alıp boğazına sarıldım sinir krizi geçiriyodum. kızı boğuyordum. gözlerim kararmıştı boğazını sıkıyordum. sonra bi an kendime geldim napıyorum lan ben dedim çektim ellerimi kızdan. öksürmeye başladı manyak mısın sen dedi. bana ne oluyordu böyle ? tuttum saçından sürükledim duvara yasladım tokat attım bana en başından anlat olayı huur çocuğu diye bağırdım. babanı niye öldürdüler neden senin peşindeler neden beni bu işin içine sürükledin anlat ulan allahın belası anlaaaat ! babasına define avcılığı yüzünden musallat olmuşlar. defineyi sahiplenen cinler bu yüzden babasını öldürüp ailesine musallat olmuşlar küçük yaşta bu kabile. küçük yaştan beri bu işin içindeymiş. intikam almak için bu ilimleri öğrenmiş annesiyle birlikte. sonra kabileden bir çocuğu öldürmüşler annesiyle. işler iyice kızıştıktan sonra kabile bunları öldürene kadar musallat olmuşlar. dilan denen huur evladı benim ruh hastası eski sevgilimle tanışıp ayartmış benimkini. elifte bu işlerle uğraşıyomuş haberim yoktu hiç öyle bi tip değildi. elif benimle oynamak için çıkmış şizofren bin sonra dilanla anlaşıp bi büyüyle bu musallat davasını beden değiştirme büyüsüyle bana aktarmaya çalışmışlar aylar önce tutmamış. elife musallat olmuşlar bu yüzden. o da kaçmış şehirden. benim baksırımı vermiş önceden. tekrar aynı büyüyü yapmış. bu sefer beni de işin içine almış. anlayacağınız dilan ben ve annesi büyük bi yannanı yemek üzereydik.

tekrar bi tokat atıp hastasın sen bin kurusu deyip yatağa oturdum. ellerimi başımın arasına sokup bu beladan nasıl kurtulacağımı öğrenmem gerekiyordu. dilan dedim ne var dedi. şimdi ne yapacağız dedim. bilmiyorum deyip ağlamaya başladı. iyice iyice sıçtım altıma. gittiler mi odadan dedim. bilmiyorum bizi izliyo olabilirler dedi. bizi nasıl öldürmeyi planlıyolar dedim. intihar ettirerek dedi. sen beni değil kendini kurtar iki tanesi şuan içinde ve senin hayat enerjinle besleniyolar dedi. haklıydı. 4 gündür içimde hep bi sıkıntı. intihar etmeye meyillenmiştim iyice. dilan dedim bu taku beraber temizleyecez o zaman dedim. öyle zaten dedi. bi hoca var dedim. herşeyi anlattı senide istedi dedim. gitmem ben hocaya deyince dellendim. kalktım ayağa bi tokat daha indirdim suratına tıpış tıpış dedim hatta şimdi dedim. aradım hocayı müsait misiniz dedim. evet buyrun gelin dedi. tuttum kolundan sürükleye sürükleye zütürdüm hocanın evine.

girdik içeri. ikimizide oturttu yan yana. dilanı önüne oturttu. ellerini yanaklarına koydu. gözlerini kapattı. anlat dedi dilana. herşeyi en baştan anlattı. yine bende ki gibi 5 dk boyunca ellerini tuttu. sessizce oturduk. gözlerini açtığında siz naptınız nasıl bi belaya bulaşmışsınız öyle. kanınıza susamışlar. dilan neden muratı bu işin içine soktun. ? neden cinleri aptal yerine koymaya çalıştın. iyice sinirlenmişler. çocuklarını öldürdünüz nasıl öldürdünüz yakarak mı diye sordu. dilan evet dedi. dilan sana da bi muska yazıcam murat seninki duruyo demi dedi. hocam kaybettim dedim. akşam olanları anlatın dedi. dilan anlattı hepsini. hocam bi daha bu tür şeyler yapmayın kendinizi öldürtecek misiniz dedi. odadan çıktı kağıtlar mürekkep ve bi kalem getirdi. tekrar ikimizede muska yazdı. yaşamak istiyosanız bunları takın ve hergün yanıma gelin. bu işi nasıl çözeceğimizi konuşalım dedi. sağolun hocam allah razı olsun dedim. iyice dine yönelmiştim. dilanda kıytırık bi sağolun demekle yetindi. ve çıktık yarın yine gelecektik. dilan evin yedek anahtarını verdi bişey olursa benim evde kal gece gir içeri uyuyo olurum diye. gitti evine o. bende kaldım yine tek başıma gib gibi.

muskamı taktım boynuma evin yolunu tuttum. gittim açtım kapıyı. bu sefer olağandışı bişey yoktu. mutfak aşağıdaydı sadece. oturma odasında tv yi açtım. otururken uyuyakalmışım rahat geçmişti o gece benim için. muftağa günler sonra ilk kez adım atmıştım. muska beni koruyordu gerçekten. salam vardı doğradım onları yedim. birazda kaşar peynirle geçiştirdim saat 10 gibiydi. dilanı aradım ses seda yoktu. bi sigara yaktım tekrar aradım yine ses seda yoktu. hocaya gidecektik bi binlik yapıpta beni ekemezdi. evine gittim zile bastım dakikalarca açan yoktu. sonra en son çare anahtarı çıkarıp açtım kapıyı. içeride bi koku vardı leş kokusu gibi. ama değişik böyle bi koku kimyasal kokusu gibi. dilanın odasından geliyodu. kapı kapalıydı. tıklattım. ses seda gelmedi. kapıyı açtığımda bağırdım çığlık attım dizlerimin önüne çöktüm yere yığıldım gördüğüm manzara beni boğacak gibiydi. dilan kendini asmıştı. ağlamaya başladım. dili dışına çıkmıştı. saçlar başlar birbirine girmişti. muskasına baktım yoktu boynunda hiçbiyerde. elinde bi not vardı. altıma sıça sıça ağlayarak elinden aldım. okudum. kağıtta aynen şöyle yazıyodu. sıra sende...

altıma etmek üzereydim. kağıdı alıp yakıp yok ettim sonra polisleri aradım geldiler eve soruşturma başlattılar beni sorguya çektiler. arkadaşımdı eve geldiğimde o halde gördüm ikimiz yaşıyoduk falan dedim hiçbişeyden haberi yoktu adamların. ahmetle enes aradı. dilan intihar mı etti lan dedi. evet huur çocukları bunun için mi aradınız günler sonra deyip suratlarına kapattım. hüngür hüngür hıçkırarak ağlıyordum. yapayalnızdım ölümümü bekliyordum karakolda.

karakolda ifade verdikten sonra bıraktılar beni. boynumda muskamdan başka hiçbişey kalmamıştı. tam kapıdan çıkarken bi kadın geldi. üzerime doğru yürüdü. çantasından bi bıçak çıkarıp bana doğru koşmaya başlamıştı. ben o an refleksle kolundan tuttum polisler hemen müdahale ettiler kadına. üzerime çullanmıştı bi anda. bağırıyordu senin yüzünden senin yüzünden diye. kızımı verin banaaa senin yüzünden diye. dilanın annesiydi. beni öldürmeye çalışıyordu. beni nereden tanıyordu ? neden beni öldürmeye çalışıyordu ? benim yüzümden mi ? sen onu beni suçsuz yere bu pisliğin içine sokan huur kızına sor dedim suratına. polisler ne pisliği deyince anlatmaya başladım herşeyi polislere. adamlar ne yapacaklarını bilemediler. serbestsin gidebilirsin dediler. anneside serbestti tabii. akşam olmuştu. ne yapacağımı bilmiyordum. muskama baktım tekrardan boynumda mı diye yerindeydi. hocayı aradım. anlattım dilanın intihar ettiğini annesinin beni öldürmeye çalıştığını. şuan şehir dışındayım acil bi iş çıktı yarın evde olacağım yarın gel dedi bana. tamam deyip kapattım. çaresizliğin ne demek olduğunu öğrenmiştim o an.

eve gitmeye karar verdim. artık sabrımın sonundaydım ne olacaksa olsun istiyordum. muskamı çıkarıp onları bekleyecektim. enesi aradım böyle böyle bişey yapıcam yanımda olur musunuz hayır dedi kesinlikle olmaz. yüzüme kapattı telefonu. adamlığınızı gibeyim sizin dedim. bastım gittim eve. girdim içeriye. içerisi bi folloş olmuştu. tüm ışıklar açık tüm odaların kapısı kapalı tüm musluklar açık tüm penceler açık. gittim tek tek kapattım hepsini. odama girdim kapıyı kilitledim. muskayı çıkardım boynumdan. çalışma masasının üstüne koydum halıyı kaldırdım. ışıkları söndürüp gece lambasını yaktım. diz üstü çöktüm odanın ortasına. sinirden ve korkudan ağlamaya başlamıştım. konuştum buradasınız biliyorum. ne istiyosunuz benden ulan diye bağırıyorum. bi an ensemde bi soğukluk hissettim. tam arkamdaydı. kafamı çevirmeye çalıştım çeviremedim. içimde ki cinler hareket etmeye başladı vücudumda. beynime doğru yükselmeye başladı ikiside. kaburgalarım çatlayacaktı yere düştüm kıvranıyordum. vücudumu kaybediyordum. ele geçiriyordu vücudumu. ses tonum değişmişti. hiçbirşey yapamıyordum. yere yüz üstü uzandım. ellerim göğsümün üzerinde inliyordum acıdan. konuşmaya başladı. ben sadece duyabiliyorum ve görebiliyorum. diğer tüm vücudum ondaydı. kalktım. kalkan ben değildim oydu. kapıyı açtı. banyoya gitti. aynanın karşısına geçti. tipimi görünce şok oldum aynı şeytani bakışlar bende de vardı.

aynanın karşısında konuşmaya başlamıştı. ses tonu bana ait değildi. dedikleri aynen şunları. bu aynadaki gördüğün sen misin yoksa ben miyim ? ne kadar gerçeksin bu dünyada ? sen benimsin. bana aitsin. senin çocuğunda bana ait olacak. çocuğumuz olacak. konuşan bendim ama oydu işte. hiçbirşey yapamıyordum. seni öldürecez. çocuğu aldıktan sonra sen bittin. sen ölüsün. çocuğumuzun yerine senin çocuğun. tüm aileni öldürecez. sen artık bi ölüsün. sen gerizekalısın. aynen böyle diyordum. içimden neden ben diye bağırmaya başladım. sesimi duyurmak istiyordum ve beni duyuyordu. neden mi sen ? çünkü dilan gerizekalısı seni bize verdi. sen bizimsin. insanlar bizi aptal zannediyo. kim aptal bilmiyorlar. bizim alemimizle iletişime hiç girmemelilerdi. bunu yapmamalılardı. bu hatayı yapmalarını dört gözle bekliyorduk. affetmeyiz. affetmeyiiz. bize aitsin sen artık anla diyordu. gözlerimde nefret vardı sanki. nefretle bakıyordum aynaya bu ben değildim. şeklim şemalim değişmişti. konuşmaya devam ediyordu. senin bedeninle istediğimizi yapabiliriz. şuan seni öldürebiliriz anlıyor musun ? herşey çıkar ilişkisi. sen bize istediğimizi verene kadar sen bizimsin. beni öldüreceklerini biliyordum ama çocuk neyin nesiydi ? muskanı takma bi daha. affetmeyiz. yapma bunu bi daha dedi. sonra beynimden bişey kopup aşağılara indi tekrar beni inleterek. yere çullanmıştım. başıma ağrı girmişti. gözümü açtığımda karanlığın içinde banyodaydım altıma sıçıyordum korkudan koşarak odama girip muskamı taktım bi daha çıkarmaya hiç ama hiç niyetim yoktu. kim kimi öldürecekti bakalım

sonra oturma odasına gittim. tv masasının altında ki kazınmış şeylerin fotosunu çektim. hocayı aradım. cevap gelmedi. ne yapacağımı bilmediğim o anlarda annem aradı. gecenin bi vakti aramazdı hiç uzunda zaman olmuştu. oğlum nasılsın dedi. sesi titrekti biraz. iyiyim anne dedim belli etmeden hayırdır dedim. oğlum baban çok hastalandı dedi. hayırdır anne nesi var dedim. bilmiyorum oğlum doktora zütürdük bi ses seda çıkmadı doktorlar vücüdunda bi sıkıntı bulmadı ne yemek yiyo ne bişey içiyo. çok kötüledi tüm gün yatakta tavanı izliyo arada bi konuşuyo bişeyler oluyo oğlum babana dedi. anne dedim ben yarın oraya geliyorum sakın bişey yapmayın bi hoca felan çağırmayın dedim. tamam dedi. balıkesirdeydi ailem. bursa yakın diye üniyi oraya yazmıştım. ertesi gün balıkesire geçtim. bi köyde yaşıyorlardıı kendi hallerinde babamın köyünde. babam emekli polis annem emekli öğretmendi. köy hayatı istemişlerdi sessiz sakin diyerekten. köyde öyle hayvancılığın yapıldığı bi yer değildi. çiftçilik yapan üç beş aile vardı gerisi köy hayatı işte. köye geçtim. kapıyı çaldım annem açtı.

oğlum hoşgeldin dedi. sarıldı sıkı sıkı bana bende sarıldım günler sonra anne sıcaklığı beni ilk defa mutlu huzurlu hissettirmişti. sonra yatak odasına geçtim hemen babam yataktaydı. bana baktı şöyle bi hayırdır dedi. baba seni görmeye geldim dedim. hoşgeldin dedi elini öptüm oturdum yanına. baba nasılsın gibi saçma bi soru sormak istemiyorum sana sorular sorduğumda bana dürüstçe cevaplar vermeni istiyorum dedim. annemle bakıştılar. hemen sordum. ne zamandır böylesin. 3 gündür dedi. 3 gündür içinde sıkıntı var mı giderek artan dedim evet dedi. annemle bakıştılar yine. içinde hareket eden bişeyler hissediyo musun seni rahatsız eden birşeyler var mı dedim yok ama rüyalarımda garip şeyler görüyorum. sürekli salıncakta sallanan ve ölen bi çocuk görüyorum. ölürken bana bakıyo. hiçbişey yapamıyorum. gözlerinden kan geliyo bana elini uzatıyo o an sıçrıyorum. sürekli aynı rüyaları görüyorum diyo. dinleyince cinlerin babama da musallat olduğundan emin oldum. ölen çocuklarının intikdıbını alacaktı ailemden ve benden. ama buna izin veremezdim bi an önce bi çare bulmam lazımdı yaşadıklarımı aileme anlatsam mı anlatmasam mı diye düşünürken dedem geldi. kapıyı çaldı. namazında niyazında hoş bi adamdı babamın babası.

dedemin elini öptüm hoşgeldin evladım dedi. boynumdaki muskayı farkettim hayırdır bu ne dedi. sonra annem gömleğimi araladı baktı hakketten ne bu oğlum dedi. dede dedim yutkunarak hayırdır oğlum noldu dedi. aileme de anlatmanın zamanı gelmeliydi babama neler olduğunu bilmesi lazımdı herkesin hakkıydı eninde sonunda öğreneceklerdi. 1 saat kadar anlattım yaşadığım herşeyi harfi harfine tek kelime etmediler 1 saat boyunca. annem gözlerimin içine bakıyordu anlamsız anlamsız babam ben anlattıkça doğrulmuştu yatağın içinde herkes şok geçiriyordu evin içinde. bi an dedem euzu besmele çekmeye başladı sesli sesli. ya rahim ya gaffar diye diye bi hal oldu adam. baba dedim yarın bursaya gidiyoruz sen ben annem. hocayla halledicez bunu dedim. tamam dedi soğukça. anlattıklarım sanki beni onlardan 1 adım uzaklaştırmıştı. dedem gel bakiyim yanıma dedi. gittim yanıma oturdum. sesli şekilde arapça bişeyler okumaya başladı. dua mıydı ya da başka bişey miydi bilmiyorum. içimde bişeyler hareket etmeye başlayınca yere yapıştım yine acıdan. dedem sustu gözlerini dört açtı bana baktı annem oğlum diye çığlık attı yere yanıma geldi noldu bişeyin var mı felan diye naptın baba diye bağırdı dedeme dedem sustu beni izledi sadece kalktım sonra. ağlamaya başladım dolmuştum artık. sabrım kalmamıştı anneme sarıldım bi yarım saat kadar ağladım.

babam ayağa kalktı. lavaboya gitti sessiz sakince. dedem oğlum dediğin hocaya acilen gitmeniz lazım şimdi çıkın hadi dedi. anneme baktım anne dedim. tamam oğlum dedi baba dedim böyle böyle tamam dedi. üzerlerini giydiler bavulları hazırladılar. o sırada hocayı aradım. hocam dedim böyle böyle olaylar oldu. kusura bakma dün cevap veremedim meşguldüm buyrun gelin hemen gecikmeden dedi. arabayı bana verdi. yanıma oturdu. bursaya doğru yola çıktık. dedem gelmedi. yolda tek kelime konuşmadılar. saat akşama doğruydu vardık hocanın evine. kapıyı çaldık hoşgeldiniz dedi. hoşbulduk hocam dedim ailemle tanıştılar babam neler olduğunu anlattı. hocam bak oğlum dedi. efendim dedim. size musallat olan kabileyi buldum dedi. ben ağzım açık dinliyorum. elime bi kağıt verdi. bunu sen vereceksin dedi. kime dedim. aç oku dedi. nece bu dedim ibranice dedi. adreste bilmediğim bi yer yazıyodu. yarın saat tam öğle ezanından sonra orada ol karşında askeri birlikler olacak birinci değil ikinci birlik geçerken oradaki generale vereceksin dedi. tamam hocam dedim. babama da bi muska yazdı. içimden düşünüyordum ne genareli ne birliği amk ne oluyo dedim. neyse bizim eve gittik. ev herzamanki haliydi. bizimle oyun oynuyorlardı sanki. anne dedim. kapılar çarpabilir gece musluklar açılabilir lambalar yanıp sönebilir aldırma tamam mı dedim babamla ikisi birbirlerine anlamsızca baktılar. mutfağa geçti buranın hali ne böyle dedi. dedim anne boşver. yerleştiriyim şunları dedi anne yerleştirme geri inecekler deyince suratıma baktı gene ilginç ilginç olmaz olmaz yerleştircem dedi tamam yardım ediyim dedim babama oturma odasında tv yi açıp kumandayı eline verip mutfağa geçtim yerleştirdik hepsini tekrardan.

saat 11 gibiydi. bitti. acıktık dedi. tamam anne dedim aşağıda bi dürümcü var oradan bişeyler getiriyim dedim dolapta herşey bozulmuştu yenmeyince. tamam dedi. babam harçlığın var mı dedi var baba sağol dedim çıktım. et şiş dürüm yaptırdım 5 tane. iki tane fazladan yerlerse diye. 5 ayran alıp çıktım bi yarım saat kadar sürdü eve girdim oturma odasında ikiside sapsarı kesilmişti noldu anne dedim. oğlum mutfaktan sesler geldi tabak sesleri gidemedim dedi. mutfağa girdim. yine herşey aşağıdaydı. anne dedim. geldi yanıma mutfağı görünce bi titrediğini hissettim babamda geldi. adam tepki vermiyordu. altına mı sıçtın baba da diyemiyordum. anne hadi dedim geç içeriye. yediler içtiler. annem çok kötü olmuştu korkudan kadının beti benzi atmıştı. bi an kendime küfrettim annemi babamı da aptallığım yüzünden bulaştırdım en başından hocayla bu işi halletseydim hep dilana takılmasaydım diye. yattık uyuduk sonra. sabah oldu abdest aldım. saat 12 gibi çıktım evden babamla annem evde bekleyeceklerdi beni. aldım arabayı tarif ettiği araziye gittim şehir dışında dümdüz bi araziydi tam birde varmıştım indim arabadan baktım etrafıma birlik mirlik yok. derken askerleri gördüm hemen solumda geliyorlardı 30-40 mt önümden geçiyolardu biri bile bana dönüp bakmadı ikinci birliğe baktım arkadan geliyorlardı. en başlarında genarele benzeyen bi adam vardı hocanın tarif ettiği bu olmalıydı. yanına koşarak gittim efendim bakar mısınız dedim elimdeki kağıdı verdim. aldı elimden. okudu bi kaç saniye sonra arkasına baktı. bu adama ve ailesine musallat olan kim dedi çıksın ortaya. arkadan bi er çıkıp ben ve kabilem dedi. neden diye sordu. çocuğumu öldürdüler dedi. bana baktı generale benzeyen. bir cin topluluğunun içine sürüklemişti hoca beni. aklımı gibeyim orada askeri birlik ne arasın. bana baktı baktı baktı. bu çocuğun senin ölümünle alakası yok diye bağırdı.

bana musallat olan kabilenin başıda büyü yaptılar o beden artık bizim diye bağırdı. general gözlerime bakara çıkın yukarı dedi. avradını gibeyim. omurgam kırılacaktı bayıldım resmen. dişi olan çıktı lisana. o ele geçirdi beni. kolumdan tutup kabile başkanının olduğu yere sürükledi. aldı onuda. karşı karşıya getirdi bizi. bu senin karın mı dedi evet karısıyım diye cevap verdim. karını al bu bedenden. kardeşini de dedi. yoksa ikisini de öldürürüm dedi. ben sadece izliyor ve duyuyordum. kabile reisinin diğer kardeşi de çıktı aradan. yanımıza geldi. suratları köpek suratına dönüştü sanki. generale şeytani bakışlar atıp ibranice bağırmaya başladılar birbirlerine. hocanın beni yolladığı cin müslümandı. ve büyüye büyüden musallat olan cinlere karşıydı. diğerlerinden güçlüydü ama ikiye karşı şansı yok gibiydi. ikiside ifritti. benimki de ifritti. neden insan kılığındaydılar peki ? hep derlerdi cinleririn ayakları ters olur. öyle birşey yoktu. izledim baktım hissettim. ses tonları değişti iyice. kalınlaştı kulağı sağır edecek şekilde birbirlerine bağırıyorlardı. tüm birlikler durmuştu. ve karşıya bakıyorlardı bize bakan 1 tane cin yoktu.

general arapçaya dönerek avazı çıktığı kadar birşeyler söylemeye başladı. 4 bir yandan generaller geliyordu. bi anda hızlandılar 3 saniyede yanımızdalardı. gördüklerim izlediklerim karşısında hayretler içindeyim. cinlere inanmayan ben bedenimde bi cinin beni ele geçirmesiyle bi cin kavgası izliyordum. generaller iki ifritin etrafını sardılar. şeytani bakışlarını diğerlerinede atmaya başladılar. o sırada mektubu verdiğim general bize döndü. arapça bağırdı suratıma. altıma sıçmıştım sanırım hissediyordum. ağlıyordum içten içe bende ona arapça birşeyle söylüyordum. beni boynumdan tutup yere fırlattı 3 metre kadar uzağa. kemiklerimin kırıldığını hissettim sanki. diğer iki ifrit bağırmayla ağlama arasında bi ses çıkarıyordu. hiçbirşey yapamazlardı. üzerime yürüdü ben yerdeyken. eğildi. arapça aslan gibi kükreyerek birşeyler okuyup göğüs kafesimi sağ eliyle sıkmaya başladı eli büyüdü resmen. kemiklerimi kırıyorcasına bağırmaya başladım. arapça birşeyler okurken gözlerinin döndüğünü gördüm. gözü tıpkı bi kertenkele gözüne büründü yüzündeki nefret ağzından akan salyalarla içimdeki cinleri boğuyordu. ağlamaktan bağırmaktan sesim kısıldı gözlerim kızardı 5 dk boyunca içimdekiler debelendi. sonra bıraktı ayağa kalktı boğazımdan kanla karışık siyah bi sıvı ve içinden benim baksır parçam çıktı. elimle çekip aldım boğazımın içinden. öldüler dedi bana. iki ifrit ortadan kaybolmuştu. diğer genrallerde karşıya bakıyordu. içlerinden biri bile bana bize bakmıyordu. ağzımdan kan gelmeye devam etti toprağa türkürdüm. ağlıyordum korkudan. bacaklarım açılıp kapanıyordu korkudan titremekten. sonra bana bağırarak git burdaaaaan deyip suratıma tokat attı. beyler size yemin ederim çenem kulağıma kaydı ellerimle çekip düzelttim hemen. koşa koşa arabaya gittim. geriye dönüp baktığımda ise hiçkimse yoktu.

arabaya atladım direk. torpidodan peçeteleri ağzımın içine tıkadım. ağzımdan çıkan baksır parçasınıda peçetelerin içine sokup evin yolunu tuttum saat iki buçuğa geliyodu eve vardığımda kapıyı çaldım babam açtı. ağzımın yüzünü kan içinde olduğunu görünce adam afalladı hayırdır lan bu haline ne toz baş içindesin her yerin yırtılmış. naptın oğlum sen ? oturdum direk. anlattım olanları. annem ağlamaya başladı beddua etmeye başladı bu belayı başımıza sürenlere. şimdi işin en sıçılan tarafına gelmiştim. içimdeki cinler kabile reisinin karısı ve kardeşiydi. ölümünü gördüler. ne olacaktı şimdi ? evi başımıza yıkacaklarından korkuyordum ama yapamazlardı muskalarımız vardı. annemin yoktu. o sırada hoca aradı hemen çabuk gelin dedi. baba dedim hoca çağırıyo acele yürü kalk dedim alel acele çıktı. neden bu kadar acele çağırdı acaba bizi diye meraklanıyordum. içimde ki endişe de git gide artıyordu.

arabaya atladım direk. torpidodan peçeteleri ağzımın içine tıkadım. ağzımdan çıkan baksır parçasınıda peçetelerin içine sokup evin yolunu tuttum saat iki buçuğa geliyodu eve vardığımda kapıyı çaldım babam açtı. ağzımın yüzünü kan içinde olduğunu görünce adam afalladı hayırdır lan bu haline ne toz baş içindesin her yerin yırtılmış. naptın oğlum sen ? oturdum direk. anlattım olanları. annem ağlamaya başladı beddua etmeye başladı bu belayı başımıza sürenlere. şimdi işin en sıçılan tarafına gelmiştim. içimdeki cinler kabile reisinin karısı ve kardeşiydi. ölümünü gördüler. ne olacaktı şimdi ? evi başımıza yıkacaklarından korkuyordum ama yapamazlardı muskalarımız vardı. annemin yoktu. o sırada hoca aradı hemen çabuk gelin dedi. baba dedim hoca çağırıyo acele yürü kalk dedim alel acele çıktı. neden bu kadar acele çağırdı acaba bizi diye meraklanıyordum. içimde ki endişe de git gide artıyordu.
kavsüm ayağa kalktı hocaya selamünaleyküm deyip odadan çıktı gitti. hoca bana döndü. diğer iki ifrit sülalenizin peşine düşecek eğer sizi alırlarsa. bu artık iki tarafın kan davasına dönüştü ya siz ya onlar. sülalerini toplayacaklardır bunun intikdıbını sizden ve sülalenizden çıkaracaklar alın şu yüzükleri dedi ve o sırada siyah deri çantasından arapça işlemeli gümüş yüzükleri uzattı. bunları bir an bile çıkarmayacaksınız dedi. annemede bi muska yazdı o arada. hocam ne yapmalıyız dedim. kavsüm kabileyi toplayıp aralarında bu meseleyi konuşacaklar. nasıl halledeceklerini bi yolunu bulacaklar bundan sonrası beni aşıyo hadi gidin buradan ve size gelin diyene kadar da gelmeyin dedi. apar topar çıktık evden. annem ben ve babam büyük bi boşluğun içindeydik. infazını bekleyen birer mahkum gibiydik.

okul hayatım bitmiş gibi bişeydi. hiç kimse arayıp sormuyordu. bu bela aileme sıçramıştı. şimdi annem baban hariç sülale tehlikedeydi. tek umudumuz kavsümdü. ne zaman haber gelecek ne olacak ne bitecek bilmiyorduk bi lokantaya girip bişeyler yedik boş boş kimse tek kelime konuşmuyordu. herkes boş boş havaya bakıyordu. yüzükler olmasa kemiklerimizi tuzla buz edeceklerdi. hissediyorduk varlıklarını belli ediyorlardı kaç tanelerse artık. kavsüme de düşman bi kitle oluştu. ne kadar da üst düzey bi cin olsa ailesini öldürmüştü. o hem kendini hemde bizim kıçımızı kurtaracaktı. ama nasıl ? yemeği yedik çıktık geçtim direksiyona eve giderken o kadar dalmışım ki bi kaç defa kaza tehlikesi geçirdik. eve geçtik. oturduk. gittim oturma odasına yatak döşek getirdim oturma odasına o sırada banyonun kapısına içeriden bişey yumrukla vurup inliyordu. korkudan giblemiyordum. her yerimizdelerdi. odaya gittim. anne baba dedim sakın ha sakın muskalarınız yüzükleriniz ne olursa olsun çıkmasın. evin içindeler dedim. ikiside yutkundu. beti benizleri atıktı zaten iyice sarardılar. yatakları kurdum. gümbürtünün içinde uyumuşuz sabah ezanına yakın zil çaldı. kapıyı açtım. bi anda titredim. kavsüm gelmişti yanında iki cinle. odaya getirdim annemle babam yataklardan fırlayıp kollarıyla birbirlerine sarılıp oturdular korkudan anne baba korkmayın dedim. selamünaleyküm dedi. aleykümselam dedik hep beraber.

kavsüm oturdu kanepenin birine tek başına diğer ikisine kapıyı işaret etti oraya gittiler. ikisi arapça bağırarak birşeyler okumaya başladılar. sürekli okuyorlardı birşeyler. kavsüm bize döndü. bi savaş olacak dedi. ne savaşı dedim. onlar kendi sülalerini topladılar yaklaşık 50 kişiler. hepsi hristiyan. bizden de yaklaşık 40 müslüman var. hristiyanlarla müslümanlar hep birbirinden nefret eder bu alemde. birbirlerini öldürmek için salya akıtırlar. gerekli şartlar oluştuğu an yok ederler birbirlerini. ama normal halde dinlerde serbestlik var. müslüman cin sayısı gün geçtikçe düşüyo. artık çok az kaldı bizlerden. kıyamet yaklaşıyo. şuan evin içinde 10 kişi sizin kemiklerinizi ufalamak için hazır bekliyorlar. muska ve yüzükler sizi koruyor. sakın çıkarmayın. şuan bi savaş hazırlığı var her an çıkabilir. sanıyorum bugün yatsı ezanından sonra başlar. bizde çok güçlü cinler karşıda çok güçlü ifritler var. kazanmamız gerekiyo. hepimiz tehlikedeyiz. zira bu ifritler bir kez gözüne kestirdimi sizi öldürmeden rahat etmezler. saplantılılar. ya biz ya onlar. sizde her an herşeye hazırlıklı olun. eğer biz kaybedersek sizi o yüzükler koruyamayabilir çok güçlüler çünkü dedi. babama anneme baktım. dua edin Allaha dedi. şuan bi günah işliyoruz. sizin aleminizle bizim hiç görüşmememiz lazım. bu iş bittikten sonra hocaylada işi bırakacam. ki o da canlı çıkarsa dedi. ben titremeye başladım. hoca o yüzden bi daha gelmeyin demişti.

tam o sırada kapı onünde duran cinlerden biri arkasına dönüp arapça birşeyler bağırdı. hocayı öldürdüler dedi. gözlerim doldu umudum artık yok denecek kadar azdı. nasıl öldürürler o kendini evini koruyordu dedim. inanasım gelmiyordu. tehdit etmişler kızını öldürmekle. o da az önce apartman bahçesinde boğazına bıçak saplanmış halde bulunmuş dedi. iş gittikçe garipleşiyo ve çıkmaza giriyordu. sanki iletişimde bulunduğum herşey tek tek ölecekmiş gibi hissediyordum. kafamı eğip ağlamaya başlamıştım korkudan. annem ve babam yere bakıyordu korkudan. yüzüne bakmak istemiyorlardı kavsümün. başımı ellerimin arasına bi süre koydum. peki şimdi ne olacak dedim cevap gelmedi. kafamı kaldırdığımda sesin kesilmiş olduğunu anladım gitmişlerdi. annemle babam kafalarını kaldırınca irkildiler bi anda yok olduklarını görünce. sabah ezanı okunurken sesler kesildi içeriden. iniltiler ağlama sesleri uğultular arttı. bi süre sonra onlarda kesildi. annem ben babam dipdibe birbirimize sarılarak uyuya kalmışız. uyandığımda saat 10 küsürdü sanırım. babamla annemi uyandırdım boyunları tutulmuş uykusuzluktan ve korkudan gözleri kızarmıştı. ses seda yoktu evin içinde hadi yere geçin dedim en içe annem yanına babam bende babamın yanına geçtim bi iki üç saat kadar da o şekilde uyumuştuk.

uyandığımızda bi simit evine gittik. herkes sırayla lavobaya girdi eller yüzler yıkandı. duş almayalı kaç gün olmuştu hatırlamıyorum. resmen sürgün hayatı yaşıyorduk. hoca da gitmişti. tek çare kavsüm. bir cine güvenmek zorunda kaldık. çok çaresizdik. bize yardım edenler gidiyordu. bu nasıl bir kin ve nefretti böylesine. hergün tok karnına dilana sövüyordum. resmen cehenneme çevirdi dünyamızı. akşama kadar dolandık durduk eve giresimiz yoktu. üçümüzünde hayattan 1 gram zevk aldığı yoktu üstüne intiharın eşiğine geldik ailecek. akşam ezanı okunup hava kararmaya başlayınca mecbur bişeyler yiyip eve gelmek zorunda kaldık. eve geldiğimizde ahmetin kapı eşiğinde titreyerek ağladığını gördüm yanına gittim. ne oldu olm dedim. kanka dedi he dedim. kitabım kalmış onu alacaktım dedi eee dedim eve girdim bizim odaya girdiğimde odanın ortasında tamamen siyah bişey oturuyordu dedi. çocuk altına işemek üzereydi. sen gerizekalı mısın bana niye haber vermiyosun dedim. ne oldu olm bu eve sana dedi ne oluyo olm dedi apartmanda bağırıyo. komşular çıkacak sus defol git buradan canına mı susadım dedim. çocuk titrek bi sesle tamam dedi ağlarayarak bacakları 5 metre ayrık koşarak indi gitti. gelde gir eve şimdi. soktum anahtarı girdim lambalar açıktı. hiçbişey yoktu görünürde. içimden dedim ulan girmesek mi göz göre göre ateşe atıyoruz kendimizi dedim kapıyı çektim çıktım tekrar anne baba girmeyelim dedim. onlarda korkmuştu tamam napalım dediler bi otele gidelim pahalı olmayan ortalama bi otele dedim tamam dediler. çıktık apartmandan.

Çarşı yakınlarında öyle bi yer vardı. Saat dokuz gibiydi akşam. Aile odası adı altında üç yataklı bi oda aldık. Bi duşu vardı. Bavul arabadaydı hiç çıkarmamıştık. Herkes duş aldı muskaları bi poşete sardık ıslanmasın diye. Kaç gün sonra rahat bi his oluşmuştu. Kapı çaldı tv izlerken. Kim o dedik delik yoktu kapıda. Tekrar çaldı açtım kapıyı. Kavsümün yanındakilerden biri geldi. Arapça bişeyler okudu odayı karış karış gezerek. Sonra bize baktı. Şuan savaştalar iftritler çok öfkeli ve güçlüler dedi. O an ölümün bizim için kaçınılmaz olduğunu hissettim dünyanın öbür ucuna da gitsek bizi öldüreceklerdi sonrada sülalemizi. Sonra cin pencereye doğru ilerledi aşağıya baktı. Bana gel dedi gittim aşağı bak ne görüyosun dedi. Hiçbişey yoktu sadece park halindeki araçlar ve boş bi yol dedim. Hayır onlardan bazıları senin için buradalar şuan bizi izliyolar dedi kafamdan kaynar sular döküldü aşağıya. Kavsümden haber yok mu dedim titrek bi sesle. allahın izniyle kazanacaklar dedi. Allah yardım edecektir inşallah dedi. inşallah dedim bende o sırada köpek havlama sesleri geldi. Sokağa iki tane iri yarı siyah sevimsiz köpek geldi bize bakıp havlamaya başladılar. Cin aşağı gözünü dikti ve arapça bişeyler söylemeye başladı ben korkudan geri adımlarla annemin babamın yanına oturdum.

Bana baktı pencereden yanımıza bi saniyede geldi ışınlandı sanki. Burada kalın ve sakın odadan dışarı adım atmayın dedi tamam dedik. Kapıya çıktı açtı kapattı ve gitti. Annem ağlamaya başladı yavruuum nolaaacak dedi sarıldı boynuma bende sarıldım annem dedim ağladık ikimizde. Pgibolojimiz alt üst olmuştu. Ki annem felsefe öğretmeniydi. Kadın hayatının dersini almıştı felsefe mi kaldı aq. Otur otur otur dakikalar oldu saat saatler oldu dakika 4 saat olmuştu tek kelime konuşmadan etrafa bakarak geçirdik oturduğumuz yerde. Kapıyı tıklattılar iki gibi kavsüm geldi. Girdi içeriye. Cin olmasına rağmen ondan korkmamaya başladım nedense alışmıştım. Sülalerinden geriye sadece 5 kişi kaldı. Kabileden diğer kardeşte öldü. Babaları ve akrabaları kaldı tek bizden ben ve üç kişi kaldık dedi. Ne olacak peki dedim. Anlaşma istediler artık onlarda anladı kan dökülerek bi yere varılmayacağını. Anlaşma ne dedim. Senden bi çocuk istiyolar dedi. Çocuk mu ama nasıl olur bi cinden nasıl çocuğum olur dedim olur dedi. Dişi cini içine alacaksın ve onu hamile bırakacaksın dedi. Kendime gelememiştim. Herşeyi bi çocuk mu tatlıya bağlayacaktı yani ?

bir dişi cin ve çocuk ? karşı tarafa bi çocuk verecektim yani. kavsüme sordum ne zaman olacak başka yolu yok mu onlardan kurtulmanın dedim. güvenmek zorundasın sende bende. karısını ve kardeşini öldürdüm senin bedeninde. tehlikeliler çok öfkeliler hele sonra olanlardan sonra gibisinden konuştu. babam yanıma geldi. elini omzuma koydu. bizi kurtar deyip ağlamaya başladı koca adam. o an yemin ederim anlamıştım anneminde babamında pgibolojisinin çöktüğünü korkudan altına sıçtıklarını. gözleri başka hiçbişey görmüyordu. kavsüme kabile liderinin adını sordum. sahül dedi. sahüldü beni salyası akarak öldürmeye çalışan ifritin adı. nedense ilk defa o an sormak gelmişti artık. sahül şuan dışarıda dedi kavsüm. nerede dedim. kapıda seni bekliyor. kapıya çevirdim gözümü korkarak. göremezsin göstermiyorlar kendilerini dedi. kaç kişiler dedim. iki dedi. ne yapacaklar bana dedim. bi adres vericem oraya gideceksin ve bi cinle çiftleşeceksin orada olacaklar. bizde orada olucaz her ihtimale karşı. ve çok güçlü imanı kuvvetli allah dostu olma yolunda çok ilerlemiş bi adamı vericem yanına. kavsüm dedim bana baktı dik dik. madem adam allah olma yolunda neden cinlerle konuşuyo ? onun varlığımdan haberi yoktu. ben buldum. rüyasına girerek durumu anlattım. yardım etmek istedi dedi. bu iş bitene kadar allah rızası için seni koruyacak hatta sahülü öldürmemize yardım edebilir dedi fısıldayarak. insanımsı hareketlere başvuruyordu. içimden acaba şuana kadar el sıkışıp tanıştığım kaç kişi insandı ?

"murat burada öldürülmek istenen kişi. kavsüm onu allah rızası için korumaya çalışan ve ifrit öldürmeye çalışan cinler alemindeki müslüman mücahitlerden. ifritler ise muratı öldürmek isteyen ve onu koruyan herkesi öldürmeye çalışanlar. gibtirtme şimdi bellanı edwardını. allah kimsenin başına vermesin. beddua ettirme. birgün başına gelirde görürsün bellanın dıbını tersten. murat beni kavsümle görüştürdü dün gece. olay geçeli oldu biraz ama hala tehlikesi var. şuan yanımda ve benimde zütüm tehlikede olabilir. cin bu kimse bilemez. gülüyo korkma lan geçti diye."

kavsüm dedim. bu hoca haklayamaz mı bunları peki ben illa çocuk mu vericem onlara dedim. gözlerime baktı. yüzü iğrençleşmeye başladı. sanırım kimse konuştuğumuzu anlamayacaktı yine. yüzüme bak dedi. kafamı kaldırdım. sakın bu anlaşmayı bozmaya çalışma hayatta kalmak istiyorsan kalırsın bu anlaşmayı bozarsan ama ölene kadar peşini bırakmazlar. o yüzden anlaşmayı yerine getir dişi cin hamile kalsın ve uygun bi anda hamlemizi yapıp öldürelim. eğer anlaşmayı yapmadan öldürmeye çalışırsan bir daha kesinlikle böyle bi şans geçmez elimize. yüzü o kadar iğrençti ki. anlatılamaz bişey. katrandı sanki suratı. korkuyordum. gittiler mi dedim. hayır sen gelene kadar gitmeyecekler içeri giremezler dedi. bi dişi cinle birliktelik olayı aklıma geldikçe midem bulanıyordu. o olayı yaşamamak için herşeyi deniyordum. peki büyüyü bozmaya çalışsak dedim. bozulamaz. cinler büyüyü yapanı öldürdükleri için artık bu iş sadece senin ölümünle sonuçlanacak. ancak öyle bozulur büyü. hoca nerede şuan dedim. geliyor yolda dedi. sahülün haberi var mı bundan dedim. henüz yok. olsada bişey yapamaz. kimsesiz kendini rabbine adamış biri. emin ol ne yaptığını biliyordur. sahül hoşlanmazsa peki bundan ? mecbur. güveneceksin ama tedbirinide alacaksın. o da bunun farkında. o da alacaktır kendince tedbirler. derken hoca girdi içeriye. kavsüme baktı direk kapının önündekiler mi dedi kavsüm evet diye cevap vermişti. hoca yaşlı bi amcaydı. uzun beyazlamış sakalı eski püskü bi ceketi oldukça mütevazi bi amcaydı sanırım 65 yaşını geçmişti 70 e dayamıştı.

yanıma yaklaştı. abdestin var mı evladım dedi. var hocam dedim. tamam dedi sonra döndü kapıya doğru gitti. arapça bişeyler okumaya başladı boşluğa doğru. kavsüm hocam dedi. rahatsız olmuştu. kavsüm gözden kayboldu bir anda. bağırmaya başladı. bağıra bağıra sureler bişeyler okuyo. alttan otel sahibi geldi hayırdır kardeşim ne oluyo burada siz iyi misiniz dedi. kusura bakmayın özürdileriz rahatsız ettik dedim. hoca da kapıyı kapattı suratına adamın. içeri girdi. babam annem ağzı açık olanları izliyor. hoca gidiyoruz dedi. nereye hocam dedik. bu işi halletmeye. benden pek hoşlanmadılar. gözlerinde ki nefret çok büyük. alev alev yanıyorlar. şeytanın çocuğu bunlar dedi. hazırlandık atladık arabaya. hoca yanıma bindi. nereye hocam dedik. bi adres söyledi gittim. yüzüklerinizi çıkarmayın size bu yüzükleri hangi hoca verdiyse allah ondan razı olsun yoksa işiniz zordu. hele sen evladım. seni diri diri yakacaklar dedi. cevap vermedim. bi apartmana geldik. oldukça pis bi yerdi. her yerde hayvan pislikleri insan atıkları. çöplük gibi bi yerdi. bina çok eski ve kimse yoktu içinde. eski bi apartmandı yani beyler.

dikkatli olun dedi. indik arabadan. oldukça ürkütücü bir yerdi. sokağın köşesinde simsiyah bi köpek vardı. bize doğru yaklaştı. durduk. önümüzde durdu dik dik baktı bize. altıma sıçacaktım. hoca köpeğe yaklaştı arapça bişeyler okudu. köpek geri adımlarla kaçtı karanlığa apartmanın içine girdi. el feneri vardı arabada onu aldım. aynanız var mı dedi. baba dedim arabada ayna var mı. yok oğlum ne ara ayna dedi. adam haklıydı ayna ne arasın arabada. tamam sorun yok içinizden ayetel kürsü felak ve nas ı sürekli okuyun. ben bilmiyordum ayetel kürsü. felak ve nas surelerini tekrar ederek hocayı takip ediyorduk. içeride acayip keskin ağır bi koku vardı. duvarların rengi siyahtı. hoca buradalar 3 kişiler dedi. iyice korkmuştum. hocam ne olacak dedim. muskanı ve yüzüğünü çıkar elime ver dedi. çıkardığım anda kemiklerimi kıracaklarını biliyordum. kavsüm bu yüzden hocadan yardım istedi. o yanımda olduğu sürece beni kandırıp öldüremeyeceklerdi. çıkarıp eline verdim. kavsüm gel dedi hoca. el fenerini sağa çevirdi kavsüm karanlığın ortasında dikilmiş bizi izliyor. bi sıçradım korkudan. sureti insan sureti değildi. tarif edilemez bi suretteydi. sanki simsiyah derisi etleri simsiyahtı. her an kaybolacakmış gibi sanki gerçek değilmiş gibi. gözlerinin içinde alev vardı. vücudunun insan vücuduyla alakası yoktu. annem ve babam sesli okumaya başladılar felak ve nası. susun dedi kavsüm. okumayın bu vakitten sonra dedi. hocayla arapça konuşmaya devam ettiler.

hoca bana döndü. biz gidiyoruz dışarıda olacağız. korkma tamam mı dedi. el fenerini bana çevirmişti. yüzüme tutuyordu. sakın korkma dedi. sonra etrafa tekrar el feneri tuttu. kavsüm gitmişti yerinde değildi. dişi cin seni bekliyo tam karşındaki duvarda dedi. işi bitince çıkacak içinden. biz dışarıda olacağız. esirgeyen ve başığlayan allahın adıyla. deyip elimi sıktı avucunun arasına aldı. annem ve babam ağlamaya başladılar. hoca sakinleştirdi korkmayın geçecek allah yanımızda felan filan. yavaşça çıktılar. sanırım yuvalarının bizim alemimizde ki karşılığı olan yerdeydim. onlar ilerledikçe ışık kaybolmaya başladı. dizlerimin önüne çöküp ağlıyordum korkudan. kalbim yuvasından fırlayacak gibi çarpıyordu. tir titriyordum. ter akıyordu alnımdan. öyle bi ağır kokusu vardı ki o bile içime korku salıyordu. sonra ağzımın açıldığını hissettim. bişey elleriyle dokunup ağzımı açıyordu. kaya gibi sert eller. karanlığın ortasında kördüm ve bana ne oluyordu kim ne yapıyordu haberim yoktu. dudaklarım uyuştu. arapça sesler geliyordu döt bi yandan. öylesine kalın sesler di ki sanki aslanlar kükrüyordu etrafımda. boğazımdan aşağıya bişey akmaya başladı çığlık atmaya başladım. göğüs kafesim kırılıyordu sanki acıdan bağırıyordum. kollarımın iki yana açıldığını hissettim. tüm bedenime yayılıyordu. ve sırt üstü yattım. beni yere çekti. sonra tüm vücüdumun uyuştuğunu hissettim. neredeyse hiçbişey hissetmiyordum. gözlerimi kapadığımda bambaşka bi yerdeydim.

bulutların olmadığı loş bi gezegendi sanki. her yerin alev gibi sıcak olduğu bir yer. taşların üzerinde kendimi çıplak uzanırken bulmuştum. üzerimde oldukça çekici bi bayan vardı. kendini bana düzdürüyordu. ama yüzü taş gibi sertti. sadece yapması gerekeni yapmıyormuşçasına. simysiyah saçları ve gözleriyle sanki bana ihtiyacı varmışçasına gidip geliyordu şeyimin üzerinde. ve gerçekmişçesine zevk alıyordum bundan. ve boşaldığımı hissetmedim kalktı üzerimden. uzun süre beni izledi dik dik yüzü duvar gibi. hiçbir mimik yok. bir an acıyla gözlerimi açtım tekrardan. bişey yakıyordu sanki içimi kırıyordu kemiklerimi tekrardan. ağzım açıldı kusacaktım sanki yüz üstü dönüp öksürdüm ciğerlerim kopacaktı sanki. bi beş dakika kadar yerde yattım karanlığın içinde artık ölmek istiyordum. ne yapacaklarsa yapsınlar kendimi teslim etmiştim. o sırada dışarıdan bi ses duyuldu. sabah ezanı okunmaya başladı. içimde bi ferahlama oldu alnımın üzerindeki tüm şeyler gitmişti. o an hemen hareketlendim. elimle şeyimi kontrol ettim. ıslaktı biraz ama hiçbi yerde meni yoktu. korkudan ağlayarak baba anne diye bağırdım. süründüm yerde bacaklarım kırılmıştı sanki. güneş hafiften doğuyordu sanki. sesimi duymuş olacaklar ki el feneriyle koşarak geldi babam önden oğlum dedi. bacakları titriyordu korkudan görüyordum. eliyle tuttu kolumdan kaldırdı yerden seke seke gittim dışarıya hocayla annem bekliyordu annem sarıldı hemen 3 saat oldu dedi. 3 saat mi dedim ? nereye üç saat olmuştu. korkudan sana bişey oldu diye ağlamaktan bi hal oldum iyi misin dedi. ben behlülün çaktığı bihterin intihar ettiği sahnede ki gibiydim. ne olmuştu amk neresi burası modundaydım. hoca hemen gidelim buradan dedi. hocam bu iş bitti mi artık dedim. şeytan yalan söyler. doğru söylemez. her zaman yalan söyler çünkü şeytandır o. güvenme. emin ol seni hala öldürmek istiyorlar. eve gidecektik. bizim ahmetlerle kaldığımız evden bahsediyorum. hoca hemen duş al abdest al şu yüzükle muskanı geri tak dedi. tamam dedim apartmanın girişinde hoca durun dedi.

hoca önce çantasından birşeyler çıkardı. evin giriş kapısına a4 kağıda yazılmış arapça bi metin astı. kapıyı açtı. yüksek sesle yine arapça birşeyler okumaya başladı. sonra konuşur gibi bağırdı. defolun buradan ! çantasında tahta üzerine işlenmiş küçük küçük ayetler çıkarıp astı yatacağımız odaya. bu odaya tillahı olsun giremezdi yani. sonra oturdu. hocam dedim. efendim evladım dedi. neden bi çocuk istiyorlar benden bu tüm olanlara ne alakası var benden bi çocuk istemelerinin ? karısı öldü kardeşleri öldü benden bir çocuk neden istediler ve elde ettiler çok saçma değil mi ne yatıyor bunun altında. Hoca gözlerini kapadı içinden birşeyler okuyup bana döndü bak yavrum dedi. senin eski kız arkadaşın elif var ya. işte o kız hayatta. ve tüm bunların altında o kız var. elif. elif kafayı felan yiyip şehir dışına kaçmadı. elifin onlardan bi çocuğu var. bi dişi çocuk. tüm bunların asıl nedeni cinlere o dişi cinle evlendirilebilecek yarı insan yarı cin bi erkek çocuğuydu. onu da senden elde etmekti. ama işler birbirine girdi. elif denen kız o kabileyi yönlendiren kişi. üzerimize salan oydu. dilanı öldürten oydu. seni öldürmek isteyen en başında oydu. ve çok güçlü ifritleri büyüyle kendine bağlamayı bi şekilde başarmış. çok güçlü kara büyü bunlar. dünya üzerinde bu büyüleri bilen kişi sayısı 1000 i geçmez. eliflte bunlardan biri. ve bu büyüler çözülmez. tek çare ölüm. ya o taraf ya bu taraf. iki taraftan biri ölmek zorundadır. Vay bu büyüyü yapanın haline ! Allahın gazabı karşısında ne yapacaklar acaba deyip hafiften iç çekti. Yani hocam dedim. elifte dahil herkesin ölmesi gerek o taraftan. onun çocuğu benim çocuğumda dahil...

hocam dedim. elif nasıl ölecek biz mi öldüreceğiz dedim ? bana baktı şöyle. tövbe tövbe dedi içinden. hayır dedi. kabile başı hala hayatta. o elifi bi kaşık su da boğar elinden gelse ama kontrol ediliyor. büyü bozulmaz. bu kontrolü ancak bi cin ortadan kaldırabilir. kavsüm yapacak bunu konuştuk biz bunu öncelerden. yatsı ezanından sonra büyüyü bi süreliğine kaldırıp kabile başını yani sahülü elifin üstüne salıp onu öldürtecek. elif ölmeye mahkum kimse kurtaramaz onu ama sizin şansınız var. o da sahül, sahülün kabilesinin geri kalanları sülalesinin geri kalanları elifin çocuğu ve senin çocuğun. eli sahüle ve sülalesine dokunan herkes ölmek zorunda. sonradan intikam almak isteyen akrabaları olursa diyerek. hocam elif öldükten sonra sahül nasıl kalkacak ortadan. sen öldüreceksin onu dedi. yutkundum. hocam dedim nasıl ben öldüreceğim ? sen öldüreceksin zamanı gelecek hepsinin. ama önce elifin ortadan kalkması gerekiyor. bu gece olacak o. kavsüm içeri giremez. beni bekliyor dışarıda olacağım size de birşeyler getiriyim yiyecek sonra evime giderim yatsı ezanından sonra görüşürüz bu odadan çıkacak lavabo ihtiyacı olan varsa ben koridordayken halletsin. bu odadan çıkmayacaksınız yatsı ezanına kadar. epey vardı ezana 14 saat kadardı sanırım. herkes teker teker lavaboya gitti geldi. hoca çıktı kapıdan. bi yarım saat kadar sonra su yiyecek getirdi bizi idare edecek kadar. allaha emanet olun deyip çıkıp gitti.

birşeyler atıştırıp su içtik birazda. sonra uyuduk kanepelerde. uyurken bir çok kez uyandık. tüm evi birbirine katıyorlardı. bizim enesle ahmetin benim yattığım odayı yıktılar resmen duyuyorduk sesleri. altıma sıçıyordum ama bi yandan da bu odaya giremeyeceklerini bilmek bana az da olsa cesaret veriyordu. annem babam kanepeyi açıp yanyana geçtiler sonradan. korka korka uyumaya devam ettik. gözümü açtığımda saat öğle 1.30 civarıydı. kalktım koltuktan biraz su içtim annem babam çoktan uyanmışlardı. boş boş tavana bakıyorlardı. konuşmuyorlardı. nasılsınız dedim. sence deyip sen nasılsın dedi annem. iyiyim dedim. bu gece çoğu şey çözülecek hazır mısın dedi bana. anne dua edin dedim gözlerim doldu kalktı yanıma geldi. sarıldı bana o da ağlamaya başlamıştı. sıkı sıkı sarıyordu kollarına beni. kurban olurum seni verene geçicek hepsi bitanem deyip ağlamaya devam etti. babam tepki vermiyordu adam sanki şoklanmıştı amk. tek bi mimik yoktu yüzünde. sadece tavanı izliyordu. o sırada içeriden köpek havlaması sesleri gelince herif sıçradı yerinden bi anda. korkma baba gece hırlıyorlardı şimdi havlıyorlar korkma dedim. ezanın okunmasına 7 8 saat kalmıştı. kalktım tv açtım izledik biraz. o sırada kalan ekmek aralarını yedik. biraz su içmiştik. sigara yakacaktım yakamıyordum. içimdeki korku yatsı ezanına yaklaştıkça artıyordu. derken telefonum çaldı.

hocaydı. nasılsınız dedi. hocam iyiyizde evi başımıza yıkacaklardı geceleyin. tuvalete felan çıkamıyoruz dedim. tamam ben birkaç saate geliyorum anahtar vermiştiniz nasılsa girerim ben sakın çıkmayın dedi. tamam hocam allah razı olsun dedim kapattı sonra. dediği gibi de oldu bi kaç saat sonra kapı açıldı. arapça bağırmalar falan. kapıyı açtı girdi içeri kapattı tekrar ellerinde yiyecek birşeyler vardı yine. ilk önce tuvalete girin çıkın isterseniz dedi. açtı kapıyı tekrar çıktık korkmayın gittiler dedi. herkes çıktı gitti rahatladık. sonra oturduk kavsümle konuştum. bu gece elif öldükten sonra senin sıran sahülü öldüreceksin. sana nasıl öldüreceğini anlatacağım dedi. hocam peki ya diğerleri dedim. onları kavsüm halledecek dedi. hocam emin misiniz dedim. gülümsedi. korkma allahın izniyle hiçbirşey olmayacak dedi. tamam dedim ne diyim başka amk. aşağıda arabamda aynalar var onları getiriyim mumlarla birlikte dedi. 3 ayna getirdi 100x60 gibi boyutlarda. mumlar getirdi. büyü yattığınız odada yapılmıştı demi dedi evet dedim. tv masasının altındaki elifin asılı olduğu simgeleri çakmakla tütsüleyip yaktı. elime bi kağıt verdi. odana bu aynaları koyacağız. önlerinede mumları dizip bekleyeceksin onu dedi. evdeki tüm korumaları kaldıracağım. annen baban ve ben bu odada olacağız sen o odada olacaksın. tek olacaksın. elindeki dua yı ezberle. yakarak öldüreceksin her hamlenden önce o duayı sesli bi şekilde okuyup aynada görünen sahüle tükürüp çakmağınla tükürüğünü yakacaksın dedi. hocam o sırada sahül armut mu toplayacak ? elbette hayır. sana dokunamayacak. elif öldükten sonra sahülü kontrol eden kişi kavsüm olacak. elifi sahüle öldürtecek. sahülünde beklediği buydu zaten. ama kavsümden haberi olmayacağı için sorun yok. kavsüm onun tüm fonksiyonlarını kontrol edecek o da odada olacak. ve sende o şekilde öldüreceksin dedi. korkudan altıma sıçıyordum. peki diğerleri ne olacak sahülle olanlar ? onların haberi olmayacak bu olanlardan. sahül öldüğü anda anlayacaklar ama iş işten geçmiş olacak. kavsümün yanında olanlar onları öldürecek. zaten üç dört kişiler. elifin çocuğu peki dedim ? elif ölünce o da ölecek. sahül onu da öldürecek. peki ya benim çocuğum ? kavsümünküler alacak onuda. plan mükemmeldi. allahtan tek istediğim bu olayın tıkır tıkır işlemeseydi.

olm yemin ederim murat benim eve geleli gib gib şeyler oluyor. size yemin ederim evde birşeyler oluyo bak. yemin ederim. eve girmeye korkuyorum. murat zorluyo gel girek bişey olmaz diye. giberim. aga banyoda köpek gördüm kapkara hırlıyordu. girer miyim o eve. olm durun bi cafeye gidecez akşama yazmaya gibseler yazmam o evde. lan anasını gibeyim böyle işin. aklı olan bu alemle iletişime gerçmesin dostlar bakın aklı olan yapmasın bunu sakın hangi sebepten olursa olsun.

planı kafamda defalarca hayal ettim en ufak kaçırmış olabileceğimiz bi nokta olmamalıydı. yatsı ezanına kadar elimdeki duayı ezberledim. saat akşam 9 civarıydı. hoca bana döndü ve elif öldü dedi. yutkundum tüm vücuduma titreme girdi kusacak gibiydim. midem bulanmaya başlamıştı. nasıl ölmüş dedim. yatağında boğmuş sahül. kavsüm dışarıda korumadan dolayı giremiyorlar. şimdi kaldırıyorum. sahülle birlikteler. beyler yatsı ezanı vaktine kadar odada herşeyi hazırlamıştı hoca. odaya geç hadi ışıkları söndür ve mumları yak. aynaların önüne otur ve kafanı eğ. önüne bak. onları hissettiğin anda kafanı kaldır ve aynaya bak sahülü göreceksin. duayı oku sahülün yansımasına tükür ve oradaki çakmakla yak. odayı yıkacak gibi bağıracaktır yıkmaya çalışacaktır korkma o anları sadece sen yaşayacaksın sen göreceksin. dediği gibi odaya gittim. kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. nefes almakta zorlanıyordum sanki oksijen kalmamıştı. korkudan kusacaktım artık. ölmek istedim bi an. kapıyı açtım ışığı yaktım. aynaya mumlara baktım. mumları yaktım. ışığı söndürdüm. sonra aynaların önüne dizlerimin önüne oturdum ve kafamı eğdim. içimden bi genirme gibi bişey geldi. kusacak gibi ağzım açılıp ses çıkıyordu gırtlağım yırtılacaktı sanki. tam arkamdaydı ikiside. kafamı kaldırmaya korkuyordum. ağzım açık sanki birşey kopuyordu içimden. bağırmaya başlamıştı. göz kapaklarımı açtım önce. kafamı yavaşça kaldırdım aynaya doğru.

gördüğüm şey içinde hayretlere kapıldım. vücudunun insan vücüduyla alakası olmayan karalar içinde gözleri alevler içinde yanan ağzından salyalar aka aka beni öldürmeye çalışan ama gücü yetmeyen o ifrit arkamdaydı. kavsüm yoktu ortalarda. sanırım görüş açımda değildi. iğrençti. ellerim titriyordu. hocanın verdiği duayı sesli bi şekilde okumaya başladım. odayı yıkacaktı başıma. bağırışları kulak zarımı yırtacaktı. o kadar kalın bi ses olamaz. ayı ulamasına benziyordu. ben korkuyla karışık ne olursa olsun artık ruh haliyle bağırarak okudum duayı aynaya sahülün yüzüne tükürdüm. ellerim titreye titreye çaktım çakmağı aynaya. tükürük yandı. sahülün inlemeyle ağlamayla karışık bağırışları devam ediyordu bu işlemi en az 5 kez yapmam gerekiyodu öldürebilmem için sahülün gözlerinde nefret vardı. ateş gibi yanan o gözler artık bi kora dönmüştü kin ve nefretten. kavsüm olmasa 1 kemiğimi bulamazlardı benim. tekrar bağırarak okumaya başladım. kavsüm direniyordu. odada rüzgar esiyordu sanki mumlar sönecekti. tekrar tükürdüm. göğsüne yaktım aynada. yine bi bağırış inleme. bağırarak arapça birşeyler söylüyordu. korkudan ağlamaya başlamıştım tam o an odanın kapısı açıldı hoca bağırarak arapça birşeyler okudu. sahülde kavsümde ortadan kayboldu. ışıkları yaktı. sahülün kabile öğrendi durumu kavsümü öldürecekler kalk çabuk odaya geç dedi. altıma sıçacaktım koşarken bacaklarımın titremesinden koridorda düştüm sürüne sürüne gittim odaya kitlenmişti vücüdum hoca hemen duaları okudu evin her yanına. odaya geldi. Allah bize yardım etsin oğlum dedi. ağlıyordum hocam neler oluyor ?

Oğlum sahülden kalan o üç dört ifrit neler döndüğünü anlamış elifin öldüğünden haberleri olmuş anlamışlar yani kavsümü öldürecekler dedi. Tir tir titriyordum hocam dedim ne öldürmesi nereye öldürüyorlar nasıl olacak bu iş. Odaya girdiğimde sahül ağır yaralıydı ölmek üzereydi. Kavsüm onu öldürmüştür. Çok yaralıydı çünkü. Kavsüm nasıl kurtulacak acaba onu düşünüyorum allahım yardım et bize deyip kıbleye doğru ellerini açtı. Namaz kılmaya başladı bende oturdum bi kenara annemle babam çıt çıkarmıyolardı. Sahül öldü diyelim. Şimdi ne olacak ? Kavsüme ne olacak ? Bi insandan görmediğim iyiliği bi cinden görmüştüm. Benim için çok önemliydi kavsüm ona güveniyordum. insanlardan çok hemde. Kafamda bu sorular varken aradan bi on dakika geçti hoca kalktı namazdan suskun suskun doğruca pencereye yöneldi aşağı baktı kavsüm orada beni çağırıyo gelicem bekleyin çıkmayın odadan dedi ve gitti. Ben baktım pencereden bişey göremedim. Hocayıda göremedim kapıdan çıktığını falan. Artık hiç bişey düşünemiyodum. Bi saat kadar sonra hoca geldi eve tekrar.

kavsüm sahülü öldürmüş o an gittiklerinde geriye kalan 4 ifrit sahüle saygımışlar. kaçmış. benden yardım istiyo dedi. napabilirsin hocam çocuğum peki ? öldürmüş mü ? dedim. hayır hala ellerinde çocuğun onunda ölmesi gerek bu işin son bulması için dedi. kavsüm için napabilirsin hocam dedim ? onu koruyamam evin içinde yaptığım şeyler onu da buradan uzak tutuyo ifrit olsun olmasın sonuçta o da bi cin. hocam yardım için başka müslüman cinler bulamaz mısınız dedim ? öyle yapmayı düşünüyorum birkaç tanıdığım var müslüman cinlerle iletişim halinde bulunan bu tür musallat vakalarını çözmek için. eğer o cinler kabul ederlerse kavsümün safına geçireceğim. şimdi oraya gidip geleceğim görüşmek için kavsümle. siz oturun evde. en fazla üç dört saat sürer gelince görüşürüz bunları dedi. hocam gelirken yiyecek içecek birşeylerde getirir misin dedim tamam dedi. hoca gitti. pencereden aşağı baktım. kavsümü general elbisesiyle bana bakarken gördüm. havaya pencereye bakıyomuş göz göze geldiğimiz an irktim biraz. hoca indi aşağıya. sonra yan yana sokakta yürürken kayboldular karanlığın içinde. annemle babam bana bakıyordu. iyi misin dediler. iyiyim anne baba siz nasılsınız dedim. sonunda konuşmuşlardı dillerini yuttular diye düşünmeye başlamıştım. annemle babam acıktık dedi. anne baba sırası mı dedim. napıyım evladım saatlerdir bişeyler yemedik. acaba gitsek dışarıda bişeyler mi yesek dediler. anne olmaz çıkmamız lazım buradan dedim. babam ben alırım gelirim siz oturun dedi. baba yüzüğünle muskan yanında mı dedim. oğlum yüzüğü otelde unutmuştum masanın üzerinde duştan sonra. muskayıda dedi. baba dedim yok hayır olmaz kesinlikle gidemezsin bu evden çıktığın an seni alırlar dedim. hayır oğlum olmaz bişey ayet-ül kürsü okuya okuya gider gelirim güven bana dedi. baba saçmalama dedim. korkma sen dedi. annemde itiraz etti. bizimkileri veremezdik herkese özeldi. babam olmaz bak annende acıkmış. baba ben gidiyim bırak benimkiler hala var. olmaz seni asla çıkarmam bu evden kanına susadılar senin dedi. iyi baba dedim. bak sakın bi an bırakma felak nas ayet-el kürsi yi. tamam deyip ceketini alıp çıktı evden beslemeyle.

pencereden bakıyordum aşağıya. iyiydi sorun yoktu o da kayboldu karanlığın içinde. oturduk annemin koluna sarıldım biraz. başımı yasladım omzuna ağladım biraz. yarım saat olmuştu ses seda yoktu babamda. nerede bu adam diye meraklanmaya başlamıştım pencereye uzattım kafamı baktım aşağıda dikilmiş bizim eve bakıyo pencereye eliyle gel işareti yaptı bana. korktum bişey mi oldu acaba diye annemde korktu gitme oğlum içine girdiler bence o yüzden giremiyo bence. gitme dedi. anne olur mu o babam dedim kadın ağlamaya başladı. elinde yemek poşetleri vardı. giydim ceketimi indim aşağıya. gözlerinden yaşlar akıyordu. dış bahçe kapısının önünde dikiliyodu. içine girdiklerinden emindim. korkuyordum titriyordum. ama ağlıyordu. sanki gözleri gelme diyor gibiydi. gitseydim onu öldürebilirlerdi. babamdı o benim. felak nası okuyarak çıktım dışarı. insan bedeninde oldukları için beni öldürebilirlerdi. ama babamıda öldürebilirlerdi. dikildim önünde baba dedim. efendim dedi. sonra arkama baktı bi an. dilanın annesi bıçakla üzerime geliyordu. bi an sıçradım. nereden çıktı bu kadın amk ? kolundan tuttum. öyle kuvvetliydi ki bıçağı her an saplayabilirdi. onunla boğuşurken babam arapça konuşup üzerime gelmeye başladı. kadının kuvvetinden yere çöktüm bıçağı boğazıma saplamasına ramak kalmıştı annem koşarak çıktı imdaaaaat diye bağırdı herkes pencerelerden kafayı uzattı bölge esnafı üzerimize koşmaya başladı. babam annemi yumruklamaya başladı. yere yatırıp boğazına sarıldı kadının. iki üç abi geldi ikisi üzerimdeki dilanın annesini çektiler üstümden. birisi babamı dövmeye başladı. babama vurdukça babamdan komodo ejderinin av esnasında çıkardığı sesler çıkıyordu salyaları falan akıyodu. gözlerinin akı görünüyordu. ardından üç beş kişi daha geldi babamı dört kişi zor tutuyordu. adam o yaşta o kadar gücü nereden buluyordu. arapça gözlerime bakarak bağıyordu. dilanın annesi de arapça bağıyordu bana. bıçağı bi kenara fırtlamışları. annemin yanına kalktım iyi misin dedim ağlıyordu hüngür hüngür. abi dedim bırakmayın polis felan aramayın durumu kısaca özet geçtim sağolsunlar bırakmadılar sokağın ortasında hocayı beklemeye başladık.

bu arada beyler sorularınızı sonunu yazdıktan sonraya bırakın. tek tek cevap vericem. ve ayrıca benden cinlerle iletişime geçmek için bilgi istemeyin. bu büyücülüktür. ve büyücüler 7 kat cehennemin en dibinde yanmaya mahkumdur. uzak durun. burada anlatılanlar gerçektir. ama bunu iyi birşeymiş gibi görenler var aranızda. yapmayın kendinize. ben vermem o tür bilgiler size. sözlükte sizi o bilgileri verecek çok büyücü yazar var emin olun. bana gelmeyin bu tür şeyler için. ayrıca bunun ilimini bilmeden yaparsanız ağır sonuçları olabilir. sülalenize kadar etkileyebilir. doğacak çocuklarınız bile lanetlenir. yapmayın büyü haramdır uzak durun.

dilanın annesinin üzerime çullanmasını. neyse hoca geldi özet geçiyorum bu arada. olm bakın müslüman olanlar dua etsin lan allah rızası için çok fena dertliyiz. hoca babamın içindeki cinleri boğdu önce. sonra dilanın içindeki cinleri boğdu. ardından bizi eve soktu. hocam dedim ne olacak. kavsüm nerede ne oluyo. kavsüm şimdi gitti bu işi bitirmeye babanla o kadının içindekileride öldürdük. geriye bi senin çocuk bi de bi cin daha kaldı dayanamaz kavsüm almaya gidiyor onu da dedi. hocam dedim sahülün öldüğüne emin misiniz. kavsüm öldürdüğünü söyledi gerisini sormadım dedi. peki dedik aradan iki gün geçti kavsüm geldi. bize bu işi hallettiğini kabileden kimsenin kalmadığını ve güvende olduğumuzu söyledi. muskalarınızla yüzüklerinizi saklayın dedi ne olur ne olmaz. biz artık korkumuz azalmıştı iyi hissetmeye başlamıştık cidden. annem ve ben muskalarla yüzükleri sakladık babamınkiler kayıptı zaten. balıkesire gittik. babamla annemin yanında bi on gün kadar kaldım ve sonra çocukluk arkadaşım olan sevgi neferinin yanına geldim. olay bundan ibaret. kavsümle görüştürdüm arada sırada ziyarete geliyordu. herşey çok iyiydi. annemle babamın yanında kaldığım 10 gün hiçbişey olmamıştı. buraya geldim sevgi neferinin yanına bir hafta kadar hiçbişey yoktu son dört beş gündür yine bi taklar olduğunu hissettik. annemi aradım böyle böyle var mı bişeyler evde dedim. evet dedi. anne muskanı yüzüğünü tak dolaş dedim. bende takmıştım. sevgi neferinin tuvalette köpek görmesi. evdeki kapıların açılıp vurulması herşey artık yine bi taklar döndüğünün habercisiydi ki dün babasının vefat haberini alınca yıkıldı çocuk. içim kıyıldı resmen beyler nasıl bir illettir bu böyle. büyü yapanında yaptıranında anasını zütünden gibeyim yatacak yeriniz yok sizin huur çocukları. masum insanları öldürtüyorsunuz taktan bi hayatın içine sürüklüyorsunuz intihara kadar zütürüyorsunuz adamı. biz 4 gündür çok kötü şeyler yaşadık muratla. eğer olurda birgün aydınlığa kavuşursak neler olduğunu anlatıcam beyler ara ara neler yaptığımızı ne olacağını anlatıcam ben şuan telefondan yazıyorum evlerinin kapısının önünde sandalyede oturuyorum birazda sigara çekiyorum. bana muska yazılacak. yani anlayacağınız sahül ölmemiş beyler. ya kavsümde bi zütlük var ya da sahül hortladı bilmiyorum ne oluyo. nolur çok dua edin allah rızası için diyorum ulan. görüşürüz beyler napalım kusura bakmayın. murata seste çıkaramıyorum çocukluk arkadaşım yediğimiz içtiğimiz aynı gitti hep canım o benim. herneyse. allaha emanetsiniz beyler.

özet: büyücülerin anasını gibeyim.



Önceki
Sonraki »

1 yorum:

yorum
Adsız
admin
10 Kasım 2015 06:42 ×

Eğer herhangi bir mali zorluklar var mı? Eğer bir iş başlatmak için veya faturalarınızı ödemek için Kredi gerekiyor mu? Biz yardıma ihtiyacı insanlara Kredi veriyoruz. E-posta Via şimdi uygula: elenanino07@gmail.com

Ve Tanrı korusun teşekkür ederiz
Bayan Elena

Tebrikler Kardeşim Adsız Adamın Dibisin :D
Cevap
avatar

DönüştürDönüştür İfadeİfade