Gerçek ve korkunç bir hikaye ~ Deepweb,2018,illuminati,korku,hikaye,cin,hack,credit,card,uzaylı,aog


İnci Sözlük yazarı ve AOG Üyesi |Tugay Sr.| Bilginin arasında jupitere kadar koşanların arasına hoş geldin.Artık başımdan geçen ibretlik/komik anıları Başıma geldi menüsünden okuyabilirsin.

Gerçek ve korkunç bir hikaye



Evet beyler şu son 1 aydır başımdan geçen olayları anlatıcam kanıtları ve capsleriyle. Bir kaç ilgi olsa bile capsleri atıcam ve hikayeme yavaştan bi giriyorum.

Bizim orda bir parkta yürürken ağaca asılmış el ile yapılıp dikilmiş bir muska gördüm. Önce fotoğrafını çekip arkadaşıma attım. (Arkadaşım bu konularda çok bilgilidir.) ne yapayım bunu diye sorucaktım. Sonuçta içinde dua yazıyodur bırakamalıyım diyede bir düşündüm. Arkadaşım al normal bir cevşendir orda kalmasın düşmesin yere en azından dedi. Bende aldım ve eve geldim. Tek yaşıyorum. Evde kız arkadaşımla olan fotoğrafın çivisinin üstüne astım herhalde ilk gelen ilk gözüme çarpan yer orası diye. Normal geçti geceye kadar vaktim duş aldım tv izledim vs. Sabah sınavlarım vardı buna rağmen saat gece 1 falandı. Bende artık yatayım dedim ve uyudum. Uyandığımda saat gece 2 gibiydi. Ama ben sanki 10 larca yıl yatmış gibi hissediyordum bi sersemlik vardı üstümde. Ve içerdende hafif tıngırtı geliyordu. Balkon kapısı açılmış bozuktu zaten oluyordu böyle gittim kapattım ve tekrar yattım. Sabah uyandığımda okula gitmek için hazırlanıyordum bir anda tekrar ses geldi ama bu sefer kapı açılmamıştı. Etrafa baktığımda kimseyi görememmiştim. Bir yandan hafif bir tırsma bir yandan okul telaşı. Çıktım ve okula gidiyordum. Giderken yolda kedi köpek hepsi dikilmiş sanki öldürmek istermişçesine bana bakıyorlardı. Ve durağa gelirken amcanın biri bana çok dik dik baktı ve bana yanındakine dikkat et dedi.
Edit: ilk caps ağacın üstünde bulup arkadaşıma attığım muskanın resmi:
http://imgim.com/6734incil4328401.jpg
Edit2: ikinci caps muskanın içindeki büyü yazılı kağıdın resmi:
http://imgim.com/7360incit6521282.jpg
Tekrar resimleri upload ettim göremeyenler için
1.
http://hizliresim.com/2gNpRA
2.
http://hizliresim.com/1yDRbj

Ben neye uğradığımı şaşırdım. Sordum neyi nasıl diye ama sadece dikkat et dedi ve uzaklaştı arakasından bağırdım ama hiç takmadan uzaklaştı. Ve o an aklımdan sorular geçiyordu bu şey cinmiydi. Ama o amca nasıl gördü o kimdi falan derken okula vardım ve okul günüm düşünerek geçti. Eve vardım korkuyordum. Merdivenleri çıkarken her basamakta dahada korkuyordum. Kapıyı açtım içeri devam ederken... Muskayı üzerine astığım resmin yere düştüğünü ve parçlandığını gördüm. içindeki resimdede yüzümün olduğu kısım kegib kegib olmuştu. Ve muska hala asılı çivide duruyordu. Bu beni dahada korkuttu. Ve bu sefer cidden korkmaya başladım. Evden çıkıp gitmek istesemde nereye gidicemi bilemiyordum. Arkadaşım aklıma geldi ve muslayı alarak onun yanına doğru yola çıktım.
Arkadaşa doğru yola koyuldum. Ve aklımda türlü türlü düşünceler. Korkuyorum bi yandan içinden dua edip duruyorum. Arkadaşa vardım. Kapıyı açtı hoşgeldin nasılsın dedi. Normal bi evi vardı ailesi ile yaşıyordu hatice teyzenin yaptığı güzel yemeklerin kokusunu alıyordum fahri amcada elinde dini bir kitap yine onu okuyordu. Oturdum koltuğa ver arkadaşım hayırdır inşallah bi solgunsun dedi. Bende muskayı gösterdim. Gösterince fahri amca korktu. Ve hemen dışarı çıkar muskayı diye bağırmaya başladı. Bende o korkuyla dışarı çıkardım.

Arkadaşım baba ne oluyo niye böyle yapıyorsun derken fahri amca onu dışarıda tut diye bağıroyordu. Bildiğimiz muska gibiydi işte birşey varsa bunu nasıl anlamıştı vs derken dışarıdaki ayakkabılağa bırakıp eve geri girdim. Bu sırada hatice teyze sofrayı hazırlamıştı. Ben bukadar korkmuşken haydi önce yemek yiyelim sonra anlatıcam demişti. Sofraya oturduk ve yemekleri yedik. Hatice teyze kahve yapıyordu ve fahri amca anlatmaya başladı.
Dikişleri çapraz atılmış bir muskaydı o. içinde dua yazmıyor onun. içinde büyü yazıyor dedi

Ben şaşırmıştım belkide en çok arkadaşım. Dini bilgileri vardı ama bunu bilmiyordu. Anlattı fahri amca bizde dinledik. Ve bende sordum bana musallatmı oldukar diye. Bilemeyiz dedi belki öyle bir büyü değildir dedi açıp okuycaz dedi. Ve muskayıda aldı benide. Birine zütürücem seni dedi. Otobüse bindik gittik. Sonrada dolmuşla tekrar daha uzak bi yere. Köy gibi yerdi. Ve köyün sonuna doğru hafif eski bir evin kapısana geldik. Kapı çaldı ve kapıyı açan kişi o amcaydı bana dikkat et diyen amca.

Görür görmez afalladım. Ve bana bakarak dikkat etmemişsin sanırım geç içeri dedi. Şaşkındım. Okadar uzaktan bu yaşlı amca nasıl beni buldu. Ve ben şimdi nasıl onu buldum. Çok düşünüyordum. Geçtik oturduk. Fahri amcam tanışıyorsunuz herhalde dedi. Yaşlı amcada evet tanışıyoruz. Muska nerde dedi. Gözlerim açılmıştı. Sen nerden biliyorsun dedim. Oda biliyorum çünki o muskayı aldın ve bunu yapmamalıydın dedi. Şaşkındım. Devam etti sözlerine. Muskayı ben ağaca astım. Onu ordan almamalıydın yok edilmesi gerekiyordu ve o ağaç genç bir ağaçtı ve yakılcak bir ağaçtı dedi. Ancak sen gördün ve aldın dedi. Ben şaşırmıştım. Muskatı eline aldı ve bir kaç dua okuduktan sonra dikişerli yavaş yavaş açmaya başladı.
Dikişi her açmaya başladığında dahada ve dahada hızlanıyordu. Duaları daha hızlı okumaya başladı. Ve en son dikişe geldiğinde ise bitmişti. Tüm dikişleri açtı. Ve içerisinde küçük bir kağıt çıkardı. Ve gösterdi. Arapça harfler vardı sadece. Anlamsız geliyordu bana. Bende tamam ozaman yakalım kurtulayım bundan hemen demiştim. Ancak oda hayır böyle birşey yapamazsın ve sakın bu kağıda asla bir zarar verme dedi. Yoksa bu cinin sana bütün sülalesi musallat olur dedi. Ben cin kelimesini duyduğum gibi korkmuştum. zaten korkuyordum fakat bu üstümdeki daha büyük bir korkuydu artık ne olduğunu biliyordum. Sordum sen yakıcaktın dedim. Hayır dedi o ağaç dikilirlen dualar okunmuş genç bir ağaç ve o ağaca asılıp gece yakılınca gizleniyorsun ve kurtulursun dedi. Bende ozaman öyle başka ağaca gidelim dedim. Hayır birkere kandırdık birdaha kandıramayız başka bir hal çaresini bulucaz dedi. Ve tekrar dikişleri aynı çapraz şekilde dikip bizi gönderdi.

Fahri amcalara doğru yola çıktık. Eve gitmek istemiyordum. Korkuyordum aşırı şekilde. Elimde muskaya bakıyordum. Hiç birşey yapamıyacağımı biliyordum. Korumak daha güvenlisiydi saçma olasada öyleydi. Korumalıydım. Ve boynuma takmaya karar verdim. Eve vardık. Fahri amca bizde kalıcaksın git eşyalarını topla burda bekliyorum demişti. Okadar çok sevinmiştim ki. Sanki dünyalar benim olmuştu. Yukarı evime doğru tekrar basamakları çıkmaya başladın ve kapıyı açtığım anda...

Bütün ev darma dumandı her yer kırılmış dağılmış ve siyah siyah izler vardı duvalarda yanmış gibi. Bu görüntüyü görünce aşırı dercede korktum. Ve hemen kapıdan geri çıkıcaktım ki arkamda karşı komşum menice abla vardı bana bakarak oğlum sen sevgilinleme kavga ettin çok ses geliyordu evden dedi. Akşamdı nerdeyse 8 di saat. Ve darman duman görünce ne oldu burda diye sordu cevap veremedim ve kapıyı kapatım hız adımlarla aşağı doğru indim. Ve dışarıda fahri amcanın yanına gittim. Olanları ona anlattım ve tamam çıkmayalım yukarı akifin eşyalarından giyersin dedi. Arkadaşlarıma doğru yola çıktık tekrar yürüyorduk yolda. Havada kararmıştı.

Kapıyı yine akif açtı ve olanları sordu durdu hepsini bir bir anlattım. Hatice teyzede duyunca şaşkına dönmüştü ve herkes benim için endişeleniyordu. Küçük yaşta ailemi kaybettim ben küçüklüğümden beride akifle çok iyi arkadaşız beni oğulları gibi sayar severler beni. Neyse konuşa konuşa gece olmuştu zaten hatice teyzem bana dua okumuştu öyle yat demişti. Sevgilimle mesajlaştık durumu anlattım ve anlatınca bana bi soğuk davranmaya başladı iyigeceler mesajlarını attıktan sonra yattım. Yine gece uyandım. Ve bu sefer akiflerdeydim ve yattığım odanın pencerisi açıldı ve duvarda sevgilimle olan fotoğrafım yere düştü. Ve düşer düşmez rüyamdan uyandım. Başımda akif vardı. Ne oldu çok titriyordun kabusmu gördün dedi. Evet dedim ve rüyayı anlattım.

Tamam yat sabah babama söyleriz dedi. Tekrar uyuduk sabah kalktığımda kahvaltı hazırdı bile. Hatice teyze çayları koyuyordu bizlerde masaya oturduk ben çay bardağımı elime ve bardak aniden elimde çatladı kırıldı. Bir anda elim kan içinde kaldı. Banyoya doğru koştumm ve elimi yıkadım havluya bastım avcumu çünki bi yer değil bir kaç yer birden kesildi elimde hissediyordum çok acıyordu. Kan durunca havluyu kaldırdım ve elimde
Marid yazıyordu.

Bunu bana musallat olan cinin ismi sandım. Ve fahri amca tekrar beni amcaya zütürdü. Tekrar otobüs dolmuş ve köyün sonuna kadar yürüdük. Amca evin önünde oturmuş konuşuyordu biriyle. Hoşgeldiniz dedi ve içeri buyur etti. Ve hemen ardımızdan geldi içeri. Ve bana elini göster dedi. Gösterdim ve o amca o sakin kalan amca bile korktu. Ne oldu diye sordum ve bu kötü herşeyden daha kötü dedi. Ne oldu diye sorarken ısrarla anlatmaya başladı.
Bu bir cinin ismi değil bir kabilenin ismiydi. Ve bu kabile en soylu ve en tehlikeli kabileydi.

Amcaya sordum bunu sen zaten bilmiyormuydun neden bukadar şaşırdın diyince. Amca bana ben sadece bu kağıtta yazan cinin ismini biliyordum ismi efrit dedi. Kabilesi ise maridmiş. Bu iş çok zor olucak ve zorlu zamanlar seni bekiyor dedi.

Anlamıştım gerçekten zorlu zamanlar beni bekliyordu. Olan olayları kavramaya anlamaya çalışıyordum. Bir yandanda bunun gerçek olduğuna inandırmaya çalışıyordum kendimi.
Burda durmayın daha fazla evinize gidin dedi. Muska nerde diye sordu tekrar ve boynumdan çıkarttım boynumda olduğunu görünce daha çok korktu ve sinirlendi. Böyle birşeyi neden yaptın nasıl yaparsın dedi. Onu korumam gerektiğini söyledin koruyordum dedim. Onu boynuna takmanla büyüyü gerçekleştirdin. Bundan artık kurtuluşun dahada zor dedi.

Ve bunu duyunca daha fazla daha fazla korkmuştum artık korkabileceğimin en fazlası kadar kokrmuştum. Elim ayağım titriyordu. Bir yandan kendime sövüyor bir yandan ne yapıcağımı kara kara düşünüyordum. Yine ve yine eve doğru yol aldık. Yemeğimizi yedik ve yatmaya koyulduk. Telefonu aldım elime sevgilimle mesajlaştım zaten aramız sıkıntılıydı uzun süreli sevgilim anlattım tekrar olanları ona dahada soğuk davrandı. Ben çok seviyordum böyle biri değildi yani ben öyle tanımıştım bana soğuk davrandı yanımda durmaya yeltenmiyordu. Destek çıkmak istemiyor gibiydi korkmuştu sanki. Ki zaten belliymiş olmuycağı istemediği neyse bu başka konu. Tekrar yattım.

Gece yine uyandım bu sefer karşımda biri var ama göremiyorum kim. Sesleniyorum bakmıyor. Sonra yüzünü bir dönüyor ben korkudan bağıra bağıra uyanıyorum. Akif yine yanımda beni sakinleştirmeye çalışıyor yinemi kabus diyor bu sefer hatice teyze ve fahri amcada yanımda hepsi başımda yanı başımda bekliyor. Tekrar yatıcaz biliyorum ama yatmak istemiyorum. Zar zor yatıyor ve uyuyorum. Sabah yine uyandığımda kahvaltı hazır hatice teyze yine çayı döküyor akif mutfaktan tabakları getiriyor ama gariplik var fahri amca elinde bir dini kitap olmadan durmazdı ama bi yere odaklanmış bakıyor hatice teyze hep güler yüzlü olmasına rağmen solgun gibi akif tabakları getiriyor ve masaya koyuyor. Oturuyoruz ve çaylar verilirken hatice teyzenin tırnakları olması gerekenden çok daha fazla uzun. Fahri amca ayağa kalkıp masaya doğru yürürken gördüğüm ise ayaklarının ters olması.

Ben görünce masadan hızlı bir şekilde kalkıp evden hızlıca kaçtım. Nereye gidicem diye düşünürken amcanın evine doğru yol aldım. Yine amca evinin önünde biriyle konuşuyordu sevilen biriydi buralarda belli. Beni görünce bu sefer buyur etmeden neden yanlız geldin diye sordu bende olanları anlattım. Anlattıktan sonra buyur etti ve içeri geçtik. Muska nerde dedi. Cebimden çıkardım. Ve muskanın dikişlerinden 2 tanesi sökülmüştü.

Korkmuştum zarar verdiğimi düşündüm. Ancak amca hiç bir şey demeden tekrar tekrar dikişleri sökmeye başkadı ve yine her dikişin ardından duaları hızlanmaya başladı.
Kağıdı çıkardı ve yanından aldığı bir kağıda birşeyler yazdı. Ayağa kalktı ve ilerdeki dolabın içinde bir kovanoz aldı içinde pembe su gibi birşey vardı. O sudan bi kaç damla yazdığı kağıda sürdü ve diğer kağıtla katlayıp tekrar aynı muskanın içine dikti. Muskanın dikiş yerleri dikilip sökülmekten artık eskimeye başlamış. Bana vedi ve bunu tekrar cebine koy ve eve git dedi. Korkuyordum nasıl giricektim o eve.

Evin dış kapısının önündeydim zile bastım ve kapı açıldı yavaş adımlarla merdivenleri çıkmaya başladım. Korkuyordum amca beni bilgilendirmiş cinlerin ayakları ve tırnakları öyle olurmuş bana oyun oynamışlar. Kapıyı kim açarsa direk ayaklarına tırnaklarına ve gözlerine bakıcaktım. Altıma sıçmak üzereydim korkudan. Bu yaşadıklarımı filmlerde görmüştüm ben ama şimdi herşey gerçekti. Ve kapıyı bu sefer hatice teyze açtı..

Direk gözlerim tırnaklarına ayaklarına kaydı dikkatlice baktım. Hiç birşey yoktu. içim rahatlamıştı. içeri doğru girdim. Fahri amca ve akif abi oturuyordu. Bana nerdesin diye sordular bende olanları anlattım. Onlarda o saate dışarıda evde olmadıklarını söylediler. Ve ben artık herşeyin daha gerçek olduğunu anladım.

Akif hadi dışarı çıkalım hava alırsın dedi. Dışarı çıktık geziyorduk. Bi eski kahvehane gibi yer var orda oturduk biraz sonra çay içmeye başladık. Yanımıza bir adam oturdu ve aniden muska nerde dedi.

Şaşkınlıklar içerisinde olayı kavramaya çalıştım ve nerden biliyorsun dedim. Onu ben yaptım nerde dedi. içimden acaba bu adama güvenebilirmiyim diye düşündüm. Bu adam yapmış bu illet şeyi ve güvenebilcekmiydim acaba.. Cebimden çıkardım ve gösterdim. Gördüğü gibi aç gözlü şekilde bakıp almaya çalıştı. Vermedim. Bunu neden niçin yaptın diye sorgulamaya başladım adamı.
Küçüklüğümden beri cinlerle münakaşa içersindeyim sürekli iletişimim oldu dedi. Tamam peki bu büyünün amacı ne dedim. Kendim için yaptım dedi cinlerin en asilleriyle konuşmak istiyordum dedi. Beni nerden buldun dedim. Arkadaşlarım cinler sağolsun dedi. Bu adam tekin değildi biliyordum. Bu büyüyü senden çözelim dedi. Nasıl yapıcaz dedim benim eve gelin çözücez bu büyüyü dedi.

Pek güvenmesemde bu durumdan kurtarabilceğini düşündüm akifte pek güvenmedi ama oda çaresiz şekilde oda kabul etti. Bizi zütürmeye başladı evine doğru. Bizde arkasından güvensizce ama bir umutla gidiyorduk. Evi dediği yer bir pansiyon gibi yer buralardan değil belli. Girdik odaya. Odanın her perdesi kapalı içerisi kap karanlık. Uzun çubuk gibi birşeyi alevlendirdi ve bir kaç mum yaktı içerisini aydınlatmak için. Ve sonra dolabın içinde bir bez parçası çıkardı yere serdi . Bez parçası siyahtı ve yuvarlaktı. Ortasında 3 tane üçgen gibi nokta vardı ve yuvarlağın çevresinde 9 tane daha. Bunların hepsini değişik çizgiler yaparak birleştirdi. Ve en son dolaptan bir mum daha çıkartarak 3 noktanın ortasına koydu.9 noktadan herkese 3 nokta düşüyordu ve 3 noktanın tam ortasına oturucaktı herkes.

Oturduk ve muskayı istedi verdim tüm dikişleri aniden yırttı ve kağıdı mumda yaktı birşeyler söylemeye başladı. Ben bunları yaparken ağlıycak duruma gelmişti çünki amcanın bana koru dediği şey şuan yok olmuştu. Oda bir anda kararda mum söndü ve çok değişik sesler gelmeye başladı. Çok koktum akif bir an bağırdı ve birşey akife çok sert vurdu akif çok kötü yerde yatıyordu ben kapıyı açtım ve akifi kollarından tutup dışarı kaçtım.

Akif baygın haldeydi. Pansiyondaki çalışanlarda geldi ve ayılttık akifi. O adamın odasına girdik ve yoktu hiç birşey yoktu herşeyi ortadan kaldırmış. Akif hadi çabuk gedilim burdan dedi. Ve eve geldik. Geç olmuştu. Fahri amca nerdesiniz dedi sordu. Bizde durumu anlattık. Bu sefer fahri amca çok kızdı ve yarın ilk ışıkta hocaya gidiyoruz dedi. Gece geldi yatma vakti gelmişti. Artık yatmak istemiyordum gördüğüm rüyalar beni çok kötü yapıyordu uyumak istemiyordum ama uyumuştum.

Yine uyandım bu sefer rüya görmedim fahri amca kaldırdı ve hadi yürü gidiyoruz dedi. Arkadaşının arabasını almış. Bindik arabaya yolda gidiyoruz. Köye doğru geldik köyün girişinde bi köpek arabanın önünde durdu öylece durdu üzerine nekadar gitsekte durdu arabadan çıktık köpeği kovmak için ama köpek hala arabanın içine bakıyordu. Bi anda havlamaya başlamasıyla bizim korkmamız bir oldu. Aniden arabaya bindik bu seferköpek peşimizden geldi amcanın yanına kadar. Amca köpeği görür görmez birşeyler okudu ve köpek kaçtı. Eve buyur etti ve o adam orda evdeydi.

Eve girdik ve ben adamı görünce burda ne işin var şerefsiz diye bağırdım. Hoca dur yapma dedi. Fahri amca şaşkın şaşkın bakıyordu. Oturttu ben çok sinirli bir şekilde adam bakıyordum. O ara amca fahri amcaya birşey söyledi gibi bende adama sinir sinirli bakarken bana seslendi ve anlatmaya başladı.

Herşey birbiriyle bağlantılıydı sanki. Çok değişik geliyordu herşey.. En sonunda anlatmaya başladı amca. Adam amcayı cinler sayesinde bulmuş. Ben bu olayları pek anlayamasamda amcayı dinliyordum. Adamın yaptığı o ritüelde kaçıp giderek kabileyi kızdırdınız dedi. Bende o adam senin koru dediğin muskayı parçalayıp kağıdı yaktı dedim. Ve amca sanki başından aşağı kaynar sular dökülmüşçesine adama baktı. Ve anlamadığım dilde kızmaya başladı. Ve bana yönelerek bir kaç dua okudu. Ve fahri amcaya akifide al buraya gel dedi.

Fahri amca nedenini sordu ve amcada oda bulaştı oda gelicek dedi. Adam ben ve amca aynı yerdeydik. Amca adama güvenmiyordu belliydi her halinden. O adamda sadece yere bakıyordu. Amca gel mutfağa bi yardım et çay koyalım dedi. Tamam dedim ve kalktık. Mutafağa gittimizde ben bu adama güvenmiyorum dedim ve amcada. Bu kişi insan değil dedi.

Ben nasıl neden diye sorarken. Sesini kıs dedi. Bende sesiz şekilde sordum. Ve amcada insan süiletine bürünmüş bir cin bu. Nedenini bilmiyorum ancak bu muskayı yapmış. Ben bizim köyde bi kızdan aldım bunu ve onuda bu durumdan zor kurtardık ve yok edicekken sen aldın. Ve bu sefer daha beter oldu durumlar. Ama korkma evlat çözücez dedi.

Benim içim rahatladı biraz çünki amca içimi rahat ettiriyordu. içeri gittik. Adam orda oturuyordu hala ve amcanın dedikleri geliyordu aklıma gerçekten insan değilmiydi. Bunları düşünürken akifler geldi. Ve akifin ağzı yüzü kan içinde gözü şişmiş. Ne oldu diye sorarken fahri amca hocaya dönerek evet onada bulaşmışlar dedi. Ben korku dolu gözlerle bakıyordum.

Ve ben o sinirle arkadaşıma olanlardan sonra o adama doğru yürüdüm ve daha yanına bile yanaşmadan bi güç beni kuvettle itti. O andan itibaren işte herşey başlamıştı.

Hoca aniden dualar okumaya başladı ve hocanın dediği herşey doğruydu. O gerçek bir insan değildi. Bir süre dua okuduktan sonra adam yerde kıvranmaya başladı ve anlamadığım bir dilde konuşmaya başladılar. Bir kaç diyalog aralarında geçtikten sonra türkçe konuşmaya başladılar. Hoca adın ne adını belirt diye bağırdı bir kaç kez. Ve adam efrit dedi fısıltılı bir dille.

Çok şaşırmıştım ve acayip korkuyordum altım sırılsıklam ordu korkudan. Ve çok acayip bir sesle bağırmaya başladı. Ve evdeki herşey patladı kırıdı ve sanki içeride kasırga kopuyordu. Korkudan artık ağlamaya başladım. Okadar korkuyordum ki bir yandan amcanın sesi ve bir yandan o bağırma sesi. Hala korkuyorum..
Amca duaları okudukça bağırma sesi daha çok acıdan oluyordu. Ve bi süre sonra sustu yerde daha çok halsizde ve amca dokabı açtığı gibi kavanozun içindeki pembe suyu cinin üstüne attı ve artık hiç birşey yapamıycak gibiydi. insan süiletinden çıkıyordu ayakları tersti. Amca sordu niçin bunları yapıyorsun diye. Cin kabilesinden kovulmuş sürülmüş ve marid kabilesinde sürgünde kurban verirsen kabile seni kabul edermiş. Ve oda bunun için beni kurban yapmış.


Bir anda hızlıca koşup kaçtı. Amcaya gidip yakalayalım dedim ve amcada hayır gerek yok o ölücek dedi. Ama daha büyük sorunumuz var sana artık musallat olmuş bir kabile var dedi. Dahada korkuyordum. Olayın başlangıcının üzerinden nerdeyse 1 hafta olmuştu. Ve artık bitsin istiyordum. Amca gidiyoruz dedi ve fenerleri aldık ve amca yanına bir çanta aldı akifle bana verdi bi ucundan akif bi ucundan ben taşıyarak ormanın içersine doğru gittik. Ve bir yere geldik bu sefer o yeri görünce çok şaşırmıştım. Sık ormanın ortasında boş bir alan yıvarlak bi alan ortada üçgen şeklinde üçtane kütük ve etrafında 9 tane kütük.

Yanı da getirdiği çantadan büyükçe 1 mum çıkardı ve 3 kütüğün üstüne 3 normal boyutlarda mum koydu ve çantadan çıkardı bi sopayı
tutuşturarak her bir mumu yaktı. Şimdi 4 kişiydik. 3 ünüz 3 tane kütük alın ve ortasına oturun dedi. Akif ben ve fahri amca 9 kütükten çevremizdeki 3 tanesinin ortasına oturduk alan büyüktü akif uzağımda fahri amca uzağımda ortası bile uzaktaydı korkuyordum. Amca ortaya geçti ve başladı birşeyler söylemeye.

Bu sefer ortalık çok rüzgarlıydı çok esmeye başladı aniden kasırga gibi ama bir tane mum bile sönmedi hatta kıpırdamadı bile. Ve aniden yanımızdaki boşluklara birileri geldi o kütüklerde birileri vardı. Oturuyordu görüyordum. 3 kütüğede ayakta birileri geldi. Onlarıda görüyordum. Korkudan bayılıcaktım. Bir anda tüm mumlar söndü.

Büyük olanı bağırdı istediğimizi alıp öldürücez dedi. Ve akifi öldürdüler. Ben olduğumu sanmıştım beni öldürücekler sanmıştım. Bir yandan akifi öldürdüler ama ben ölmedim. Neyi düşünceğimi şaşırdım ağlamaktan gözlerim şişmişti artık. Korkudan ağlıyordum. Fahri amcada neden benim oğlum neden diye bağırıyordu. Ve o ara bir adam geldi ayakları ters bu cindi ve bizlere öldürcek gibi bakıyordu fahri amcaya dönerek oğlun bunu hak etti dedi. Fahri amca ne yaptı benim oğlum dedi. Oda anlatmaya başladı.
Akif en başından beri herşeyi planlamış kişiymiş. Bu işlerle uğraşmaya başlamış para için ve bunun için çok büyük şeyler yapması gerekiyor bu anlaşmalar çok büyük anlaşmalar ve akif uymamış bu anlaşmaya. Ve başı derde girdiği içinde kurban olarak beni yapmış. O cin onun dostuymuş. Ona bu konuda yardım eden ilk cinmiş. Ve herşeyi planlamış. Bütün suçu bana yıkmaya çalışmış. Ve beni kurban vermek istemiş. Fahri amca benide alın ozaman benide öldürün diye ağlarken senin sıran daha gelmedi diyerek adam ordan uzaklaştı.


Önceki
Sonraki »

5 yorum

yorum
Adsız
admin
7 Temmuz 2015 17:54 ×

ilginç

Cevap
avatar
Unknown
admin
2 Ağustos 2015 00:17 ×

At yalani gibeyim inanani

Cevap
avatar
Unknown
admin
17 Ekim 2015 00:38 ×

arkdasım inanmıstım taakii o merdivenlerden çıktıgında evi darma duman görüdüğünde inanmaktan vazgeçtim okumadım ondan sonrasını çünkü madem ki muskayı açıp foto çekiyosun resmini atıyorsun evide çekip atsaydın doğru olsaydı muskayı attıgın gibi onuda atardın resim olarak

Cevap
avatar
23 Mayıs 2017 13:01 ×

bu tür güzel paylaşımları bekliyoruz

Cevap
avatar
1 Haziran 2017 22:35 ×

dünya'nın en iyi, korku filmi önerileri ni öğrenebileceiğiniz ve Korku İçinde korku hikayelerini okuyabileceğiniz muhteşem bir site.

Cevap
avatar

DönüştürDönüştür İfadeİfade